Boşanmanın 3 altın kuralı

Boşanma, günümüz insanının en çok karşılaştığı tatsız sorunlardan biri.

Haberin Devamı

Ancak, her sorun gibi boşanmayı da onu yok sayarak, görmezden gelerek ya da öteleyerek çözemezsiniz. Bir şey bitmişse bitmiştir. Kafanızı kuma gömdüğünüzde yaşadığınız problemler ortadan kaybolmuyor ne yazık ki...
Hiç şüphesiz, boşanma kararını almak evlenme kararını almaktan daha zordur. Evlenme kararınız çevredeki herkes tarafından teşvik edilirken, boşanmaya dair verdiğiniz karardan, sıkıntılarınızın yakın tanıklarınca dahi vazgeçirilmeye çalışılırsınız bir müddet.
Bana da danışanlarım çokça bu soruyu sorar, “Sizce boşanmalı mıyım?”. Koyu ceviz masamın arkasında dönen sandalyemde, biraz daha dikleşen sırtımla cevaplarım, “Zamanı gelmişse zaten bilirsin.” Sonucu ne olursa olsun karar size ait olmalıdır, ne çocuklarınıza, ne arkadaşınıza, ne annenize ne de avukatınıza... Boşanmanın altın kurallarına gelince, benim için bu tavsiyeler sadece bana danışan açısından geçerlidir, hayatın odağında karşımda oturan insan bulunur.

Haberin Devamı

BİRİNCİ ALTIN KURAL: SAKİN OLUN!

Size boşanma kararını aldıran ya da en azından düşündüren olaylar sükunetinizi bozmasın. Olaylar karşısında kontrolünüzü kaybederseniz doğru düşünemezsiniz. Doğru düşünemediğinizde ise, sürekli karar değiştirmeler yaşarsınız. Bu nedenle kendinizden başkalarına akıl sormaya ve hayatınızla ilgili özel konuları herkese anlatmaya başlarsınız. Hayvanlar yularından, insanlar sırlarından çekilirmiş. Sakin olun ve özelinizi başkalarına anlatmayın.

İKİNCİ ALTIN KURAL: SABIRLI OLUN!

Boşanma başlı başına zor bir süreçtir. Anlaşmalı boşanma dahi, karşılıklı konuşma, avukata gitme, davanın açılması derken en az 3-4 aylık bir zaman ister. Boşanma kararı aldığınız ve bunu karşı tarafa açıkladığınız gün, yeni hayatınızın ilk günüdür. Her gün kavga ediyor bile olsanız, alıştığınızdan daha farklı bir hayat başlamıştır sizin için. Bu nedenle sabırlı olun; “Roma bir günde kurulmadı” derler, kendinize zaman tanıyın.

ÜÇÜNCÜ ALTIN KURAL: EVLİLİĞE ŞİRKET KURAR GİBİ BAŞLAYIN!

Evlilik eşitler arasında bir sözleşmedir. Bunun, kanunu ve kuralları vardır. Örneğin sizin umrunuzda olmasa da eşlerin sadakat yükümü 185. maddede, çocuğun ana-babasının sözünü dinlemesi de 339. maddede yazmaktadır. Duygular zaman içinde değişir ancak, sözleşmelerin altına attığınız imzalar sizi bağlamaya devam eder. Bu nedenle evliliği bir şirket kurar gibi düşünün. Kendinize, “Bu kişiyle yaptığım hayat ortaklığı ne kadar sürer”, “Ortağıma güvenebilir miyim”, “Bana kazık atarsa ne yaparım”, “Kendimi nasıl sağlama alırım” sorularını yöneltin. Önce kendinizi sağlama alın, sonra kollarına bırakın...

Yazarın Tüm Yazıları