İnsanlığın gelişim sürecini düz bir çizgi üzerine yerleştirecek olursak zig zag çizdiğini görürüz. Anne-çocuk ilişkisi tıpkı DNA sarmalı gibi bir görünüm oluşturacaktır.
Sonsuz bir akış içerisinde uzayıp giden bu sarmalın kesişim noktaları muazzam bir enerjinin açığa çıktığı aşama yapma noktalarını işaret eder. Bu noktalar karşılaşma anlarıdır. Ve kaderi bir an olarak değerlendireceğim bu karşılaşmalar, kişinin karşısına çıkan kişiler olabileceği gibi kendi kendisiyle karşılaştığı anlardır.
Kişisel hayatın oluşumu ve gelişimi, insanlığın evrim sürecinin küçük bir modelini oluşturuyor. Yaşayan her bir insan bir çağın gelişim sürecine ayna tutar.
İnsanların birbirleriyle karşılaşmaları, çatışmaları, ayrılmaları ve birleşmeleri tıpkı çağların birbirini takip eden süreci içinde meydana gelen büyük karışıklıklar veya geçiş dönemlerinde oluşan karmaşa ve kaosun bir benzeridir. Bu sırada çok büyük bir enerji açığa çıkar ve bu enerjinin sonucunda yeni bir zaman başlar.
Aşk, karşılaşmaların en şiddetlisidir. Açığa çıkan enerji kişinin farklı bir şuur hali içine girmesine neden olur. Kişi kendisini aşar, coşar, taşar ve tekrar durulduğunda artık başka biri olmuştur. Yeni bir zaman başlamıştır.
Mistiklerin, Tanrı’ya ulaşmak için insana ihtiyaç olduğunu işaret eden sözleri (Tanrı aşkına ulaşmak için insana aşık olmak gerek) insanların karşılaşmalarından doğan enerjinin "zig zag" çizen gelişim sürecinin aşama yapma noktasına gelindiğini gösterir ki bu nokta, hayatımızı etkileyen, yenilenmemizi sağlayan, kendimizi keşfettiğimiz olayların açığa çıkmasında payı olan kişilerle karşılaşma anıdır.
Bu karşılaşmalar çok değerlidir fakat bu enerjiyi kullanmayı başaramayan için yok olma noktasına dönüşebilir. Zaten varlık ve yokluk iç içedir. Aynı enerjinin var oluşa veya yok oluşa dönüşümünü belirleyen ise duygudur.
Aşk, enerjinin yaratıcı biçimde açığa çıkmasını sağlarken nefret, aynı enerjinin yok edici biçime dönüşmesine neden olur.
Aşkla yarattığınızı, nefretle yok edebilirsiniz. Kabul gösterdiğinizi reddedebilirsiniz. Ve hayatımız kabullenmeler ve reddetmelerle doludur. Zig zag çizerek ilerleyen insan düşünür ve öğrenir ve düşünceler zig zag çizerek ilerler.
Kuvvetli duygular uyanıyor
Başak burcunda ilerleyen Ay, duygu ve düşüncelerin hizmet sektörüne ve sisteme yöneleceğini gösteriyor. Özellikle sağlık hizmetleri ve uygulanan yöntemlerin gözden geçirilmesi için kuvvetli duyguların uyanacağını işaret eden gökyüzünün konumu, geleceğe yönelik uzun soluklu çalışmaların yapılabileceğini gösteriyor. Hayalleri sembolize eden Neptün’ü harekete geçiren Merkür, sezgiler, ilham ve yaratıcı fikirlerin uyanacağını işaret ederken Venüs ile Uranüs’ün uyumlu etkileşimi duyguların aniden değişeceğini ve sürpriz aşkların ortaya çıkabileceğini işaret ediyor.