Park ve ormanların yeni durumuParklarımız, ormanlarımız, sevgili ağaçlarımız, yaşama sebebimiz ve olmazsa, olmaz diyeceğimiz dünyamızın akciğerleri... Sevgiliye mektup gibi bir giriş oldu galiba. Fakat, kabul edin ki, şayet dünya, ormanlarına mektup yazacak olsaydı, sanırım böyle başlardı. Ve sonra da, ‘‘mutlu musun, mesut musun, yaşadıklarından memnun musun’’ diye devam ederdi. Evet, ormanlar yaşadıklarından memnun mu? Siz ne dersiniz? ‘‘Ağaçlar memnunmuş, değilmiş, bize ne’’ diyebilir, bütün bunların birer zırva olduğunu düşünebilirsiniz. ‘‘İşim başımdan, dertler kapımdan taşmış, ben bunlarla cebelleşirken, kadının dediğine bak’’ diyebilirsiniz. Şimdi ağaçların memnuniyetsizliklerini ne düşünecek zamanınız, ne de uğraşacak haliniz olmayabilir. Fakaaat, benim derdim değil deyip geçtiğiniz ve uğraşmadığınız ‘‘dünyanın sorunları’’ sonradan başınıza öyle bir çorap örer ki, kendi derdinizi bile unutursunuz. Hem öyle bir unutursunuz ki, ‘‘onlar da dertmiymiş’’ diyecek hale gelirsiniz. Düşünün bir, evinizi seller almış, aşınız, suyunuz kalmamış, can derdine düşmüşsünüz (Tanrı hepimizi korusun) daha başka bir dert duyacak haliniz kalır mı? Yani, eviniz iliniz sağlamken düştüğünüz kaygıların bir tanesi bile aklınıza gelir mi? Elbette ki, gelmez. İşte, ağaçların memnun olup olmaması bu yüzden önemli. Selleri, suları durduranın ağaçlar olduğunu bilmiyor musunuz? Hatta, güneşin cayır cayır yakması, kuraklıkların, sel baskınlarının olması, iklimlerin sapıtması hep ağaçların memnuniyetsizliğinden kaynaklanıyor. Yoksa, bunlardan haberiniz yok mu? Tabii ki, var. Var da, ciddiyetinden haberiniz yok. Daha doğrusu yoktu. Fakat, artık yavaş yavaş ciddiye almaya başladık. Mesela daha önce kimsenin aklına ormanları korumak gelmiyordu. Şimdi ise, ‘‘korumak için ne yapabiliriz’’ diye düşünmeye başladık. Hatta düşünmekten öteye geçtik. Veee ilk kez parklar için, ormanlar için bir ‘‘platform’’ oluşturmayı başardık. İşte bu ilk kez ormanlar adına yapılmış ciddi bir adım. Ve bu adımın önderliğini yapan Sayın Ersin Taranoğlu'nu kutlamalıyız. Sayın Taranoğlu, ormanların ihalesini durdurdu. Sonra durdurmakla kalmadı gönüllü sivil örgütleri bir masanın başına davet edip ‘‘daha iyisini düşünebiliyorsanız, buyurun ortaya koyun, ben de uygulayayım’’ dedi. Ben de bu işin peşine düşüp ne olduğunu araştırdım. Ve ‘‘yaşlı ormanlar’’ı koruma kampanyası başlatan ‘‘Doğal Hayatı Koruma Vakfı’’nın fikirlerini aldım. ‘‘İstanbul Ormanı, Çevre ve Kültür Varlıklarını Koruma Platformu’’ adı altında başta İ.Ü. Orman Fakültesi olmak üzere İstanbul İl Çevre Müdürlüğü ve Orman Bölge Müdürlüğü dahil olmak üzere tam 29 kurum ve kuruluş önce 19 Haziran 1998 günü daha sonra da 2 Temmuz 1998 günü biraraya gelip ‘‘ormanların geleceği’’ni belirlediklerini öğrendim. Orman Bakanlığına sunmak üzere hazırlanan kararlar şöyle;1- Orman içi dinlenme yerlerindeki tüm tesislerin yenilenmesi, doğaya ve çevreye uygun tesislerin yapılması, 2- Gelişme durumu göz önüne alınarak mobil tesislerin yaptırılması, 3- Doğaya ve çevreye uygun tesis planlamalarında gerektiğinde tip projelerden kaçınılması, 4- Yeni yapılacak tesislerin gelişim planının ön gördüğü şekilde ve mevcut tesislerin inşaat alanını ve galerisini aşmayacak şekilde inşaa edilmesi, 5- Orman içi dinlenme yerlerindeki tesislerin yakın çevresindeki bitki varlığının rölövelerle belirlenmesi, 6- Yangına karşı koruma ve savaşım düzenlemelerinin projelerde yer alması, 7- Çevre kirliliği, yoğunlaşma ve yapılaşmaya neden olacak havuz, duş gibi ünitelerin yapılmaması, 8- Söz konusu bütün alanlarda arıtma sisteminin (Paket arıtma) tesis edilmesi, 9- Yapılacak tesislerin kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurallarının onayından geçecek nitelikte projelendirilmesi, 10- Alanlara ilişkin gelişim planlarının ÇED raporlarını içermesi, 11- Gelişim planlarının yapılabilmesi için altı ay süre verilmesi, projelendirilmelerde orman mühendisi ve peyzaj mimarı ile yeteri kadar ormancı teknik elemanı çalıştırılması, 12- Projelendirilmeden sonra kurulumuzun görüşüne başvurulması, bundan sonra da bir yıl inşaat ve imalat süresi verilmesi, 13- Mevcut ve yapılacak bütün tesislerin yanında alt yapıya önem verilmesi, otoparkların ağaçlar altında veya ağaç kesimi ile tesis edilmemesi, 14- Belgrat Ormanı ile Mehmet Akif Orman İçi Dinlenme Yeri'nin diğer alanlardan ayrı olarak ele alınması ve İ.Ü. Orman Fakültesi ile Orman Bakanlığı arasında yapılacak protokol çerçevesinde yönetilmesi, 15- Üzerinde yapılacak tesislerin çeşitliliği ve yoğunluğu nedeniyle Mihrabat, Fatih Ormanı, Riva, Çilingöz, Kastro Orman İçi Dinlenme Yerleri'nin 5+1+1... şeklinde Heybeliada Değirmenburnu, Büyükada Dilburnu, Kaymakdonduran, İzmit Düzmeşe, Kuzuyayla, Hacetderesi, Tekirdağ Atatürk Ormanı'nın 3+1+1... şeklinde kiralanmaları, 16- Özellik arz eden bazı alanların Sivil Toplum Örgütleri Konsorsiyomuna, özel idarelere, Köy Tüzel Kişiliklerine, Belediyelere, Kooparatiflere tahsisen veya pazarlıkla kiralanması, 17- İhaleyi alan firmaların işletmeciliği bizzat kendilerinin yapmaları ve devir işlemine izin verilmemesi, 18- Yeterliliğin saptanmasında Özkaynak ve Üç Yıllık Vergi Ortalaması puan toplamının mutlaka en az 25 puan olması, yeterlilik alabilmek için ise, toplam olarak 60 puan alınmasının zorunlu tutulması, 19- Yeterlilik tesbitinde firmaların ana sözleşmelerinde turizm sözcüğünün geçmesinin yeterli kabul edilmeyip fiilen turizmle uğraştıklarını belgelemeleri gerektiği, 20- Söz konusu alanların girişlerinin kiralama kapsamının dışında bırakılması yahut Genel Müdürlüğün bir elemanı ile denetiminin sağlanması, 21- Denetim sistemine Sivil Toplum Örgütlerinin katılımı için gereken önlemlerin alınması, 22- İleride oluşturulacak orman içi dinlenme yerlerinin İstanbul bütünlüğündeki bir plan çerçevesinde ele alınarak aynı yöntemle kararlara bağlanması, 23- Park Ormanı'nın kullanım süresi sona erdiğinde başvurulacak kullanım planının aynı bileşimdeki bir ekip ile ve benzer yöntem ile hazırlanmaya başlanması. Orman Fakülte Dekanı Melih Boydak'ın başkanlığında görüş birliğine varılan bu kararlar umarım Orman Bakanlığınca dikkate alınır ve uygulanır diyorum, Yasemin'ce...