Korkular, hayatımızı gizlice ele geçirdiği için farkına varamıyoruz. Ve zannediyoruz ki, korktuğumuz için değil, açık seçik nedenler yüzünden istemiyoruz.
Halbuki bu nedenlerin hemen büyük bir bölümü korkularımıza uydurduğumuz kılıflardan başka bir şey değil. Bu duruma çok masum bir örnek verebilirim. Geçenlerde bir tanıdığım, yeni açılan bir marketi dolaşırken sergide duran pilleri görür. Pillerin üzerindeki etikete bakar ve anlayamaz. Gördüğü rakam paket fiyatı olarak çok ucuzdur. Düşünür; "Acaba tek bir pilin fiyatı mı, yoksa paketin fiyatı mı?" Uzun süre baktıktan sonra oradan uzaklaşır.
Yetkililere neden sormadığını merak etmiş ve sormuştum, bana şöyle demişti; "Şimdi onunla kim uğraşacak?"
İşte böyle. Arkadaşım böyle bir soruyu aslında korktuğu için sormadı. Ne var bunda korkulacak, demeyin. Aslında küçük düşmekten korkuyordu. Pillerin üzerinde yazılı olan fiyatı anlayamamış olmaktan değil, sorduğu zaman ters ya da alaycı bir cevap almaktan korkuyordu. Korktuğunu kendine bile itiraf edemeyip zamanı bahane ederek düpedüz kılıf uyduruyordu. Tabii bunun sonucunda çok merak ettiği halde ne olduğunu öğrenemeden gitmişti.
Böylesine küçük, böylesine basit bir olayda bile korkularımız hayatımızın yönünü değiştiriyor. Aşık olmaktan korkuyoruz. Bu ne acı verici, insanı yaşamaktan düpedüz uzaklaştıran çok fena bir durum. Sonra, içimizden yükselen bir isteği ortaya koymaktan, yeni tanıştığımız kişilerle samimi ve sıcak ilişkiler kurmaktan, farklı düşüncelerimizi ifade etmekten, sorumluluk almaktan, insanların bizim için neler düşüneceğinden, velhasıl her şeyden korkuyoruz. Sonra da bunun adına yaşamak diyoruz. Böylesine korkular içinde kıvranırken yaşayabilmek mümkün mü? İşin gerçeği, yaşamak adına ezberlediğimiz ve yapılması gerekenleri yapıyoruz. Bu arada hayal kuruyoruz. Ve olmayacağını bilerek kurduğumuz hayallerle oyalanıyoruz. Sadece yapmak zorunda olduklarımızı yapıyoruz. Sonra da "Nasıl yaptım diye karşısına geçip böbürleniyor, böylece tatmin olmaya çalışıyoruz. Halbuki, mecbur kalıp yaptıklarımızın altında da korkularımız yatıyor.
Hayatın bize sunduğu olağanüstü nimetlerin farkına varamıyor ve bunları yaşayamıyoruz. Neden?
Çünkü, korkuyoruz.
Çocukluk günlerinizi hayal edin ve o zamanlar korkusuzca nasıl yaşadığınızı, hatta yaramazlıkları yaparken bile korkunun zerresini duymadan nasıl keyif aldığınızı hatırlayın ve yaşamaktan korkmayın.
Alışveriş günü
Bugün Venüs burç değiştiriyor ve İkizler burcuna giriyor. Böylece duyguların hızlı değişeceği ve ilişkilerin son derece hareketli olacağı bir dönem başlamış oluyor. Küçük eşyalar, aksesuvar, makyaj malzemeleri ve hediyelik eşya sektörünün hareketleneceğini işaret eden gökyüzünün konumu hızlı alışverişlerin de dikkat çekici olacağını gösteriyor. Günün ilerleyen saatlerinde Ay, Satürn’ü tetikleyecek ve gece yarısına doğru duygusal baskı uyandıran olaylar açığa çıkacak. Fakat Jüpiter’in uyumlu etkisi yapıcı davranılacağını ve endişelerin dağılacağını gösteriyor.