Paylaş
‘‘Sabırtaşı’’ rumuzuyla yazılan mektup, gerçek dünyada yaşanılan bir tecrübeyi anlatıyor. Daha doğrusu yaşanmakta olan tecrübenin ne kadar ağır ve zor geldiğini ifade ediyor. Keşke çocuğunuzun zeka testinden çevrenizdekilere hiç bahsetmeseydiniz. Bulunduğunuz çevreyi ve burada yaşayan insanların sahip olduğu değerlerin neler olduğunu bilemiyorum. Fakat, üstün yetenekli bir çocuğa sahip olduğunuzu anladığınız zaman, keşke bu bilgiyi kendinize saklasaydınız ve çocuğunuzun gelişmesi için elinizden geleni yapsaydınız da, kimselere bildirmeseydiniz. Fakat, olan olmuş. Demek ki, böyle bir tecrübe yaşamanız gerekiyordu, demekten başka söyleyecek şey yok. En iyisi bundan sonra yapılanlara ve söylenenlere aldırış etmemek. hoş görüyle davranmak. Sonuçta onlarda ellerinde olmayan bir kıskançlık hezeyanına tutulmuşlar. zaman içinde bu durum geçecektir. Mektubun sonunda belirttiğiniz özelliklere sıkı sıkı sarılın. yani, ‘‘Sabırlı, sevecen ve erdemliyim. Eninde sonunda servetimin kendim olduğunu düşünüyorum...’’ Çok doğru düşünüyorsunuz. bu düşüncelerinizi uygularsanız, olaylar istediğiniz gibi gelişecektir.
‘‘Nejla Bilgin’’ adıyla yazılan mektup ise, rüyada yaşanılan bir tecrübeyi anlatıyor. Son derece açık ve aleni bir tecrübe olduğu anlaşılan rüyayı kısaca naklediyorum;
‘‘Rüyamda kendimi yukarıdan yatağama bakarken görüyorum. O sırada bedenim yatakta yatıyor. O sırada bir doktor ve bir hemşire odaya giriyor ve bedenimin üzerine eğilip kalbimi dinliyorlar. Üzgün bir sesle maalesef kaybettik diyorlar. Bense yukarıdan onlara bakıyor, seslerini net biçimde işittiğim halde bir şey yapamıyorum. Öldüğüme inanmak istemiyorum fakat, hiç bir şekilde korku, panik duymuyorum. Çok sakinim, tüy kadar hafif, saydam ve parlak bir ışık kütlesi gibiyim. Kapıya doğru uzaklaşırken birden yataktaki bedenimde kendime geliyor ve uzaklaşmakta olan ışıklı görüntüme geri gelmesi için yalvarıyorum. Odaya girip çıkan insanlar beni duymuyor.
Işıklı kütlem kapıya doğru ilerlerken bir ses duyuyorum. 'Ruhun kapıdan çıkamdan önce geri çevir. Çabuk ol. yoksa ölürsün.' Bu sırada kapının önünde çok güzel 50 yaşlarında bir hanım duruyor. Ona yalvarıyorum. 'Daha çok gencim, yapılacak işlerim var, ölmek istemiyorum' diyorum. O da kapının önündeki kişilere 'daha çok genç, süre verelim' diyor. Fakat, o kişiler beni alıp küçük camlı, zayıf ışıklı, boyaları dökülmüş duvarları olan bakımsız bir odaya götürüyor ve senin odan burası diyorlar. Ben isyan ediyorum. Benim malım mülküm, param var, nasıl olur. bu haksızlık, diyorum. Kim olduğunu bilmediğim biri bana, 2Sen buraya bu kadarını getirdin, bundan sonra burada kalacaksın’’ diyor ve beni orada bırakıp gidiyorlar. Sonra aniden bedenimin olduğu odaya geri dönüyorum ve o mavili güzel kadın bana diyor ki, 'sana süre veriyorum. Sen haklısın, yapılacak daha çok işin var' diyor. Bunun üzerine ışıklı görüntüm hızla bedenime doğru gidiyor ve ışık seli gibi başımdan girip bedenime yayılıyor. O sırada vücudum ürperiyor. Tüylerim diken diken olmuş bir halde ürpererek uyanıyorum.’’
Anlattığınız bu rüya üzerine dikkatle düşünmelisiniz. Gelişmenizle ilgili bir tecrübeyi rüyanızda yaşamışsınız. Artık değişmenin vaktinin geldiğini ve değerlerinizi tamamen değiştirmeniz gerektiğini öğrenmişsiniz.
Paylaş