Soğan sarmısak ve meditasyon

Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Sistem Yayıncılıktan; ‘‘Geleneksel Hint Mutfağı’’ isimli kitabı bana göndermişler. Ne de iyi etmişler. Farklı kültürlerin mutfaklarını hep merak etmişimdir. Fakat, ne yazık ki, uygulamaya gelince genellikle çuval olurum.

Çünkü, sözü edilen bitkiler, yemeğe karıştırılacak baharat çeşitlerini arayıp bulmak benim için düpedüz bir ‘‘İş’’tir. Ve arasanız da kimi zaman bulamıyorsunuz. Sözü edilen baharat belki de var. Fakat, kimbilir hangi adla satılıyor. Ve tabii siz resmine özenip tarifi yapılan yemeği yapıp yiyemiyorsunuz. Hevesiniz kursanızda kalıyor. Ya da benim için şimdiye kadar çoğunlukla böyle oldu.

Fakat, herşeye rağmen bir yemek kitabıyla karşılaştığım zaman yapıp yapamayacağımı düşünmeden gene de bakmadan geçemem. Ve Hint mutfağı adını görür görmez hemen kitabı elime alıp karıştırmaya başladım.

İç sayfada Müheyya İzer'in adını gördüğümde daha dikkatle incelemeye karar verdim. Bu kitabı Fransızcadan çeviren Müheyya İzer'le seneler önce rahmetli İnal Bey'in evinde tanışmıştık. Bize yoga hakkında bilgilerin yanısıra nefes teknikleri öğretmişti.

Müheyya İzer, bilgisi ve enerjisiyle o zamanlar beni çok etkilemişti. Sahip olduğu bilgiyi pratik hayatına uygulayan tanıdım nadir kişilerden biri olduğu için büyük bir saygı duymuştum ve hala duyarım.

Kitabı kısaca incelediğim zaman yanılmadığımı gördüm. Son derece anlaşılır ve akıcı bir Türkçeyle özellikle de baharatların tanımını uzun uzun yapması, tercüme etmek için seçtiği kitabın içeriği vakit geçirip sayfa doldurmak olmayıp düpedüz bilgilendirmeye yönelik olduğunu okuyunca anlıyorsunuz. Kitabı gördüğünüz zaman anlatmaya çalıştığımın ne olduğunu çok daha açık anlayacaksınız.

Üstelik sıkıntısını duyduğum baharatlar konusuna da kitabın girişine yazdığı notlarda açıklık getirmiş olması, ne kadar haklı olduğumun bir kanıtı gibi duruyordu. Demek ki, Müheyya İzer de farkındaydı. Diyor ki;

‘‘Ülkemizde bir çok baharat bulunurken bazıları bulunmamaktadır. Örneğin, taze zencefil, taze kişniş, taze köri yaprağı ve asafoetida Türkçesi şeytantersi.’’ bunlara çare olarak ‘‘Taze zencefil yerine toz zencefil, taze kişniş yerine maydonoz veya tere kullanılmalı. Asafoetida'ya gelince, bu baharat hakkında açıklamada bulunmak gerekir. Bu kitabı yazan Bhakti-Yogi'ler (Ulu Tanrı'nın müritleri) soğan ve sarmısak yemezler. Okuyucu fark edecektir ki, verilen tariflerin hiçbirinde soğan veya sarmısak kullanılmamıştır. Çünkü, Bhakti-Yogi'lere göre, soğan ve sarmısak spermayı çoğaltır (Birçok mistikler de aynı düşüncededir), dolayısıyla zihin dağılır, dua ve meditasyon olumsuzlaşır.’’

Evet, böylece soğan ve sarmısağın meditasyonu neden bozduğunu öğrenmiş bulunuyoruz. Meditasyon yapanlara duyurulur.

Bu arada soğan ve sarmısak sevenler Hint mutfağından yemek yapmayı düşünüyorlarsa, yemeğinizin içine soğan ve sarmısağı kendiniz ilave etmeniz gerekecek. Doğrusu bu bitkilerin yemeklerin lezzetini arttırdığını düşünüyorum.

Tabii bu arada sperm sayılarını arttırmak isteyenlerin de meditasyon yapmaktan vazgeçip bol bol soğan ve sarmısak yemeleri gerekiyor. Ancak, keskin aromasını da bu arada hesaba katmanızda yarar var. Doğrusu yerken pek lezzetli fakat, sonra arkadaşlarınız burunlarını tıkayıp yanınızdan kaçabilirler.






 








Yazarın Tüm Yazıları