Orijinal bir gösteri İstanbul

İstanbul’u dinlemek, İstanbul’u görmek, İstanbul’u gezmek, İstanbul’u yaşamak...

Sanatçılar ilham kaynağı olan İstanbul, tarihin bütün zamanlarında göz dikilen, sahip olmak için uğrunda canlar verilen bir kent. Hayal gücünü tetikleyen İstanbul öylesine büyüleyici ve davetkar bir kent ki, uzaklarda olduğunuz zaman özlemle hayaller kuruyor, içinde yaşarken yaşamadıklarınızın hayaliyle yanıyorsunuz. Zamanın en büyük güçlerine yüzlerce yıl başkent olmuş İstanbul’un her bir köşesinde başka bir güzellikle karşılaşıyor, tarifi imkansız bir zenginlik içinde kendinizi buluyorsunuz. Tarih, kültür ve doğanın buluştuğu İstanbul’u bilmek, anlamak, tanımak için ömrünüzün yetmeyeceğini anlıyorsunuz. Neyse ki, araştırmacılar, tarihçiler, sanatçılar var. Ve bütün bilgileri birleştirip tek bir solukta anlatmayı başaranlar var. İşte Hülya Aksular da tarifi imkansız bir kenti anlatmaya karar vermiş, tam on yıl önce... Ve on yıl boyunca hayaller kurmuş bu fikrin üstüne. Şimdi hayalleri gerçekleştirme zamanı. Hülya Aksular’ın hayaline Serkan Alkan notalarıyla eşlik etmiş. Behçet Maliker’in dekoru, İsmail Acar’ın tasarımları, Serdar Başbuğ’un kostümleri, Ahmet Defne’nin ışığı ve İpet Altınay’ın yapım koordinatörlüğünde, İstanbul Devlet Opera ve Balesi "İstanbul" hayalini gerçekleştirmiş. Tamamen orijinal bir gösteri. Örneği yok! Konusu bir kent olan ve o kentin görkemli geçmişini Bizans’tan günümüze taşıyan bir eserin içinde, "Çam sakızı, çoban armağanı" niteliğinde benim de bir payımın olmasından heyecanımı yatıştıramadığım için söz etmeliyim. Üstelik söz konusu olan kent İstanbul olunca heyecanım kendimi aşıyor ve tüm bildiklerimi uyandırıyor. Provaların ardından İpet Altınay ile sohbet ederken bana dönüp İstanbul’u kokularıyla da anlatmak istiyorum, yapar mısın? Dediği anda hiç düşünmeden "Müthiş bir fikir" dedim. Çünkü kentlerin kokusu vardır. Rengi vardır. Tıpkı yaşayan insan gibidir. İnsanların kokuları olduğu gibi kentlerin de kokuları vardır ama nasıl yapacağız, dedim. İpet de "Sen bir yolunu bulursun" deyince kalbim sıkıştı. Evet, bunun bir yolunu bulmak gerek, ama nasıl? Sonra Ayasofya, harem ve martıların olduğu sahnelerde kokuyu da işin içine katmaya karar verdik. Ve dünyada ilk kez gerçekleştirilen bir gösteri ortaya çıkmış oldu. Galası yarın Atatürk Kültür Merkezi’nde.

Zorluklar aşılıyor

Yengeç burcunda ilerleyen Ay, öğle saatlerinde Uranüs’ü tetikliyor ve yaratıcılığın uyanacağını işaret ediyor. Bilinçaltının derinlerinde gizli kalmış duygular açığa çıkabilir ve şimdiye kadar denenmemiş yöntemler uygulanabilir. Yepyeni başlangıçların yapılabileceğini işaret eden gökyüzünün konumu cesaret gerektiren konulara yönelik fırsatların doğacağını ve imkansız gibi görünen konuların gerçekleştirilebileceğini gösteriyor. Zorluklarla başa çıkmak ve istekleri kabul ettirmek için farklı yöntemler denenebilir.
Yazarın Tüm Yazıları