Zehirler, kimyasallar, ilaçlar konusunda tedbirli olmak gereken bir dönem. Yanılgılardan kaynaklanabilecek kayıplar ve hayal kırıklıkları ortaya çıkabilir.
Baskı olarak algılanan bazı durumların fırsat olduğu anlaşılabilir. Öğleden sonra karamsar duygulardan uzaklaşıp evrensel düşünceler açığa çıkacak. Geçmişin karanlıklarından gün ışığına çıkan bilgiler ve belgeler farklı duygular uyandıracak. Gecenin ilerleyen saatlerinde bilinçaltını tetikleyen sürpriz durumlarla karşılaşmak mümkün.
Garip bir hayalet hikayesi (2)
Asansör beşinci kattan aşağı düşer ve pek çok kişiyle birlikte esrarengiz asansörcü de ölür. Fakat Dufferin, onun kim olduğunu öğrenememiştir. İngiliz ve Fransız polis servisi bütün araştırmalarına rağmen asansörcünün kimliğini tespit edememişler.
Hayalet hikayelerine inanmayan Dufferin ise, yaşadığı bu tuhaf olayın ne olduğunu bir türlü anlayamamış. Asansörcüyü yıllar önce gittiği Britanya’daki şatonun bahçesinde sırtında tabut taşırken gördüğü kişiye benzetmesini ve neredeyse dokunacakken o kişinin kaybolmasını anlayamadığı gibi sonra da İngiltere’deki otelin asansöründe görevli olan biri olarak karşılaşması anlaşılır gibi değildir. Üstelik asansörcüyle karşılaştığı anda hissettiği ürpertiyi ve kendisini asansöre binmekten alıkoyan o meşum anı unutamaz.
Aslında bu olaya tipik bir hayalet hikayesi gibi bakılabilir. Fakat anlatılan olay, bilinen hayalet hikayelerinden tamamen farklı olup çeşitli açıklamalar yapılabilecek bir nitelik taşıyor. Keşke ölen asansörcünün kimliği bulunabilmiş olsaydı. Fakat o sırada ölenlerin arasında cesedinin bulunmuş olması bence yeterli. Lord’un bahçede tabut taşıyan bir adam olarak gördüğü kişi asansörcü ve asansörü kullanıyor. Kullandığı asansörde pek çok kişi kendisiyle birlikte ölüyor.
Zamanın izafi olduğunu, aslında bütün olayların aynı zamanda meydana geldiğini varsayacak olursak, o gece Dufferin zamanın içindeki bir olayı kendi zamanından önce yaşıyor. Fakat olay şuuruna tabut taşıyan bir adam olarak yansıyor.
Adam asansörcüdür ve az sonra ölecek adamları taşımaktadır ve Dufferin kendi zamanı içinde olayın yaşandığı zamana geldiğinde (iki yıl sonra), asansörcü ile karşılaşma anı önceden gördüğü olayı hatırlamasına neden olur. Tabii ki, olayın onda yarattığı duyguyu hatırlar ve irkilir. Ne olduğunu anlamasa bile o sırada uyanan duygu asansöre binmesine engel olur.
Böyle bir algılamanın ortaya çıkmasına neden olarak Britanya’daki şatonun bulunduğu yer ve ortamın Lord’un bilincinin derinlerinde bulunan gizli yeteneklerini tetiklediğini düşünebiliriz. Zaten kendisi de aniden uyandığı zaman atmosferin değişik ve elektrikli olduğunu, farklı bir his içinde bulunduğunu anlatmıştı. Kendisini neyin uyandırdığını bilmeden uyanması ve bildiğinden farklı olan titreşimleri elektrikli bir hava olarak tarif etmesi farklı şuur hali içinde bulunduğunu ve hatta zaman içinde hareket ettiğini gösteriyor. Fakat aynı zamanda şuurunda olduğu mekanı farklı algılamak onu rahatsız ediyor.
Bu olay bilinen hayalet hikayelerinden farklı. Fakat bir çeşit hayalet hikayesi olarak bakacak olursak, o zaman hayalet fenomenin yeni bir açıklaması olarak düşünebiliriz.