Duyguların aklı etkileyeceği bir gün. Meydana gelen olaylar karşısında duygusal davranışlar ortaya çıkabilir.
Tabii bu durum hem ilişkileri, hem de alınacak kararları önemli ölçüde etkileyebilir. Geçmişte kalmış konular veya şimdiye kadar önemsenmemiş olayların önem kazanacağı bir gün. Ufak meseleler büyüyüp sorun haline gelebilir. Ayrıca şimdiye kadar üzerinde durulmamış konular, gözden kaçmış olan ayrıntılar ve hesaplaşmalar gündeme gelebilir.
Televizyonda başıma gelenler
Kendisine ‘Objektif’ diyen, ciddi haberleri tartıştığını iddia eden bir programda tartışmak yerine sadece bir kavganın içinde kendimi bulunca çok şaşırdım. Hala kendime gelemedim.
Konu parapsikoloji olunca, hem de Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilmiş uluslararası bir kongrede ciddi araştırmacıların aktardıkları bilgileri anlatacağım bir sırada, saldırıya uğramış olmanın üzüntüsü içindeyim.
Beni en fazla etkileyen ciddi olarak araştırılan, hatta bazı ülkelerin bu araştırmalara çok büyük fonlar ayırdıkları parapsikoloji hakkında konuşulacağını beklerken, hafif bir şov malzemesine dönüştürülmek oldu.
Üstelik çevremdeki kişiler beni uyarmışlardı. Fakat ben sahip olduğum bilginin bana verdiği cesaretle programa katılmayı kabul etmiş ve gitmiştim. Ama kavga etmeye hazırlıklı değildim.
Doğrusu Zekeriya Beyaz’ın din adamı olduğunu sanırdım meğer bir şov adamıymış. Parapsikoloji yazı dizisinin tek bir satırını bile okumadan gelmiş.
Tabii amacınız gösteri yapmaksa bilgilenmeye gerek yok. Üstelik parapsikolojinin ne olduğunu bilmediği gibi kelime anlamından da habersiz olsa gerek ki, Kadir Çelik kendisine dönüp ‘Ne diyorsunuz, hocam’ dediği anda astrolojiye saldırmaya başladı.
Halbuki konumuz parapsikoloji idi ve hatta yazı dizisinde söz edilen konular konuşulacaktı.
Bir anda kendimi astrolojiyi savunurken buldum. Fakat böyle bir ortamda, cehaletin küstahlığı ile başa çıkmak mümkün değil. Fakat benim anlamadığım parapsikoloji konusunda hiçbir şey bilmeyen, din adamı kisvesine bürünüp aslında gösteriden öteye gitmeyen tavrıyla TV kanallarını dolaşan bu kişiye bana söz vermeden fikrinin sorulması...
İşte anlamadığım bu.
Peki, diyelim ki sözü edilen konu hakkında bilginiz yok. Fakat din açısından konuya ışık tutabilirsiniz. Ancak bunun için de konuyu bilen kişinin önce anlatması ve bunun üzerine tartışılması gerekmez mi?
İşte bu noktada programı yöneten kişinin yani Kadir Çelik’in önemi ortaya çıkıyor. Yoksa, yönetmeye gerek kalmıyor.
Zaten programın o sırada bir konusu var. Üstelik asıl kavga burada yapılıyor ve sanırım Zekeriya Beyaz da kendisini buna kaptırmış olmalı ki, bir çeşit ‘Biri bizi gözetliyor’ adlı program kıvamında saldırıya geçiyor.
En fazla saldıran en fazla izlenir, düşüncesiyle ve fazla da düşünmeden temsil ettiği dini bile önemsemeden veryansın ediyor.
Şaşkınlık içinde, daha da ötesi utanç içinde bu şovu izliyorum. Çünkü o sırada oturup ekran başında bizi izleyenlere karşı büyük bir mahcubiyet duyuyorum. Çok üzülüyorum. İnsanlar parapsikoloji dinlemek için beklerken basit bir kavga izliyorlar. Hem Kadir Çelik, hem de Zekeriya Beyaz adına utanıyorum. Ben başkalarının adına da utanırım.