Dış dünyayı duyu organlarımızla algılıyoruz. Peki, duygu organlarımıza ne derece güvenebiliriz?
Değişik zamanlarda ortaya çıkan farklı algılamalarımızı nasıl açıklayabiliriz? Mesela güzel bulduğumuz bir şeyi, başka bir zaman hiç de güzel bulmayabiliyoruz. Gördüğümüz, tadına baktığımız, kokusunu duyduğumuz, dokunduğumuz şeyleri farklı zamanlarda başka başka algılayabiliyoruz.
Peki, bizim algılamamızı etkileyen nedir?
Beğenilerimiz mi?
Elbette ki, beğenilerimiz baktığımız, dokunduğumuz nesne ve olayları nasıl algılayacağımızı belirliyor. Peki, beğenilerimizi ne belirliyor?
İşte, anlaşılması gereken en önemli nokta bu!
Düşüncelerimiz, duygularımızı etkiliyor. Duygular ise, beğenilerimiz üzerinde tam bir söz sahibi. Zaman içinde öğrendiğimiz her yeni bilgi ile düşüncelerimiz ve duygularımız değişiyor. Bu durumda algılamamız da daha farklı oluyor. Kısacası düşüncelerimiz, nasıl algılayacağımızı belirliyor.
Üstelik nasıl düşüneceğimizi de öğreniyoruz. Mesela biri çıkıp henüz görmediğimiz veya bilmediğimiz bir şeyden söz ediyor ve diyor ki; "Çok güzel..." Tabii bunu tanımlarken bildiğimiz kelimelerle birçok tanımlar da yapıyor. Siz de bunu görmek için gittiğiniz zaman, düşünceleriniz önceden yönlendirilmiş olarak gidiyorsunuz ve beğeniyorsunuz. Veya tam tersi oluyor ve bir sürü beklentiyle gidip bildiğiniz güzellik tarifine uymadığını düşünüyor ve tepki gösteriyorsunuz, yani beğenmiyorsunuz.
Tabii o sırada hangi hal içinde olduğunuz da çok önemli. Belki de karmaşık bir gün geçirdiniz ve her şeye karamsar bir gözle bakıyorsunuz. Ve de hiçbir şeyi beğenmiyorsunuz. Hatta daha önce çok sevdiğiniz şeyler bile gözünüze kötü gözüküyor. Böyle bir durumdayken beğenmeniz mümkün mü?
Evet. Bu durumda algılamalarınıza ne derece güvenebilirsiniz?
Duyguların hayatı yönlendirdiğini, kendinizi iyi hissettiğiniz zaman nasıl bir gün geçirdiğinizi ve kötü hissettiğiniz zaman olayların nasıl bir yön kazanmış olduğunu hatırlayacak olursanız, karar vermek için acele etmemek gerektiğini anlayabilirsiniz. Algıladığınız dünya sadece size ait ve nasıl algılıyorsanız, öyle yaşıyorsunuz.
İlişkilerde karışıklık var
Koç burcunda dolaşan Ay, yeni atılımlarda bulunmak için güçlü arzuların uyanacağını işaret ediyor. Ancak harekete geçmek pek kolay olmayabilir. Çünkü şimdiye kadar fazla önemsenmeyen olayların ciddiyet kazandığını işaret eden gökyüzünün konumu, daha ayrıntıların inceleneceğini ve son derece tedbirli davranılacağını gösteriyor. İlişkilerde ortaya çıkan karışıklıklar, kişileri düşünceli davranmaya zorlayacak. Grup çalışmaları ve organize yapılan işlerin önem kazandığı bir dönem.