1 Mayıs 2007
Zodyak sıralamasına göre burçları bir daire oluşacak biçimde yan yana dizdiğiniz zaman insanlığın evrim sürecini anlattığını görürsünüz. Dün bu evrim sürecini anlatmaya başlamış ve Terazi Burcunda kalmıştık. Terazi döneminde başkalarının nasıl davrandığını anlamak için dikkatinizi dışarı yöneltirsiniz. O zamana kadar sadece siz vardınız ve kendinizi bildikten sonra şimdi kendinizin dışındakilerle ilgilenme zamanıdır.
Sonra Akrep dönemi gelir ve başkalarının nelere sahip olduklarına dikkat etmeye başlarsınız. Böylece kendi sahip olduklarınızı fark edersiniz. Ve bu bir kendinizi yenilemeniz gereken bir dönemdir. Bunu başaramayanlar yollarına devam edemezler. Bu aşamayı gerçekleştirene kadar tekrar baştan başlanır.
Bu zor dönemeci aştıktan sonra büyümeye başlarsınız. Yay dönemidir ve şimdiye kadar öğrendiklerinizden daha ötesini öğrenme zamanıdır. Bulunduğunuz yerden uzaklara gider, bildiklerinizden daha başka bilgilere ulaşırsınız. Bütün bunların sonucunda büyür ve yaşam felsefesini idrak edersiniz. Hak ve adaletin ne olduğunu kavrarsınız.
Sonra Oğlak dönemine geçersiniz ve yaptığınız zorlu macera boyunca bütün öğrendikleriniz sizi zirveye ulaştırır. Burası gelinmiş olan en yüksek noktadır. Aynı zamanda dalganın kırılma noktasıdır. Kritik bir döneme gelinmiştir. Zirveyi anlamış olanlar artık bir sonraki aşamaya geçebilir ve insanlığa yardım edecek duruma gelebilirler. Yani Kova Burcu dönemine geçiş yapılabilir. Artık tecrübelerinizi başkalarının mutluluğu için ortaya koyabilirsiniz. Şimdi öğrendiklerinizi başkalarına aktarma zamanıdır.
Nihayetinde Balık dönemi gelir ve kendi içinize yönelirsiniz. Tüm bu maceranın sonunda kazandıklarınızı ve kaybettiklerinizi gözden geçirir ve yaptıklarınızın ötesine geçersiniz. Bu dönem tamamlanış, sonuç, bitiş zamanıdır. Maddenin ne olduğunu öğrenmiş ve maddenin ötesine geçilmiştir. Artık mananın kavranma zamanıdır. Ve manayı kavrayanlar, manadan maddeye geçiş yapacaktır. Yani bir dönem bitecek ve yeni bir dönem başlayacaktır. Çünkü Balık’tan sonra Koç dönemi gelecektir ve yeni bir başlangıcın hazırlığı yapılmaktadır.
İnsanlığın evrim süreci ile tek bir kişinin evrim süreci arasında hiç fark yoktur. Üstelik zaman ve mekana tabi olan bütün nesneler evrim süreci içinde bulunduklarından başlangıç, bitiş ve başlangıç döngüsünün bütün aşamalarını aynı şekilde yaşarlar.
Beklenmedik fırsatlar çıkabilir
Sabah saatlerinde değişim ve dönüşüm ihtiyacının yoğun olacağını işaret eden gökyüzünün konumu duyguların ve isteklerin tamamen değişebileceğini gösteriyor. Parasal konulara yönelik beklenmedik fırsatlar çıkabilir ve çok büyük beklentiler ve umutlar doğabilir. Ancak olabileceklerin üzerinde çok büyük beklentiler içinde bulunmak ve kazanacakken kaybetmek söz konusu olabilir. Öğleden sonra Ay Akrep burcuna geçiyor ve korkuların uyanacağına işaret ediyor.
Yazının Devamını Oku 30 Nisan 2007
İçinizdeki sevgiyi uyandırın ve kendinizin dışındaki her şeyin sizin bir parçanız olduğunu hatırlayın. Her türlü karmaşa, çözümsüz gibi görünen olaylar, kaygı ve korkuları besleyen düşünceler içinde bulunduğunuz zaman dikkatinizi, evrensel prensiplere yöneltmeyi denemelisiniz.
Gerçek dediğimiz her şey gerçek fakat sadece kendi gerçeğimiz olduğunu hatırladığımız zaman başka gerçekleri de düşünebilecek duruma geliriz. Düşünmeye başladığımız andan itibaren zihinsel faaliyetimiz genişlemeye başlar ve gerçekliğin baskısının hafiflemeye başladığını hissederiz.
Tek bir gerçek, kendimizin gerçek dediği tek bir gerçek olmayıp başka gerçekliklerin olabileceği duygusu, kendi gerçeğimizin üzerimizde oluşturduğu şiddetli baskının çözülmesine neden olur. İşte bu çözülme noktasına ulaşabilmek elbette pek kolay değil. Önce baskıyı çok kuvvetli hissetmek gerekiyor. Genellikle baskının dayanılmaz olduğu nokta ölümcül bir noktadır ve aynı zamanda çözülme noktasıdır. Üstelik bu tarif içinde yaşadığımız dünyanın doğal prensiplerinden biridir. Dalganın kırılma noktası, dalganın yükseldiği en üst noktadır.
Duyguların çözülme anı da duyguların en üst noktaya ulaştığı andır. Şayet kendinizi baskı altında hissediyorsanız ve çözümsüz bir noktada buluyorsanız, sizin için yeni bir zamanın başlangıç noktasıdır. Bitiş ve başlangıç aynı noktadır. Fakat insan kendisini bulunduğu durum her ne ise buna kaptırdığı için bir sonraki aşamayı göremez ve sadece bitişle ilgilenir. Halbuki bir şey tamamlanmadan yeni bir başlangıç yapılamaz. Astrolojik açıdan bu durumu burçlarla tarif edebilirim.
Koç burcu başlangıcı sembolize eder. Ve yeni bir işe başladığınız zaman büyük bir heyecan vardır. Sonra Boğa dönemi gelir ve başladığınız işe sahip çıkarsınız ve büyütmek, korumak için çalışırsınız. Ardından İkizler dönemi gelir, sahip çıkıp koruduğunuz işle ilgili yeni bilgilere ulaşmak için harekete geçersiniz. Sonra Yengeç dönemi gelir ve öğrendiklerinizi gözden geçirip olgunlaştırmaya çalışırsınız. Aslan döneminde ise bütün bunları sergilemek ve göstermek zamanıdır. Sonra Başak döneminde sistem geliştirip, ekip olmaya başlarsınız. Terazi döneminde başkalarının nasıl davrandığını anlamak için dikkatinizi dışarı yöneltirsiniz. n (Devam edecek)
Duygular aniden değişecek
Uyum ve ahenk içinde bulunma ihtiyacının yükseldiğini işaret eden gökyüzünün konumu güzel duyguların yansıtılacağını ve isteklerin ortaya konulacağını gösteriyor. Birden bire gelişen olaylar, duyguların aniden değişmesine neden olacak. Elektrik ve elektronik cihazlar, iletişim araçları ve haberleşmelerde ortaya çıkan karışıklıklar endişe uyandırabilir. Buna karşılık geliştirilen çözümler ve büyük bir hızla alınan önlemler şaşırtıcı boyutlarda olabilir.
Yazının Devamını Oku 27 Nisan 2007
Taş demek, doğanın kendisi, dünyanın kendisi demektir. Yani diğer canlılar gibi taşlar da dünyanın ayrılmaz bir parçasıdır. Taşlar yeraltındaki yüksek basınç ve sıcaklıklar ile oluşmaktadırlar. Milyonlarca yıllık gelişim süreci içinde kristalleşen, renk, biçim ve desenler oluşturan taşlar, insan bedenini oluşturan mineral ve elementlerle bütünleşen özellikleriyle taşlara benzetilen insanlar ve insanlığın değişen çağlarını anlatan taşlar... Dolayısıyla taşları dünyadan ayrı tutamayız.
Kadim bilgilerin içinde taşların hem fiziksel, hem de psikolojik amaçlı kullanıldığı ve şimdi çeşitli araştırmaların yapıldığı biliniyor. Özellikle kristallerle ilgili yapılan çalışmalar ilginç boyutlara ulaşıyor. Ancak yine de pek anlaşıldığı ve pratik hayatın içinde doğru kullanıldığı söylenemez. Çünkü insan ile taşlar arasındaki bağın mekanizması çözülebilmiş değil. Aslında insan, sahip olduğu zihinsel potansiyelini serbest bırakmayı öğrendiği zaman taşları da anlayacak duruma gelecek.
Kendi bilincimizi daha genişletebilecek, kendimizi serbest bırakıp enerjimizi daha yükseltebilecek ve iletişim ve ilişki kurabileceğimiz bir aracıya ihtiyacımız vardır. İşte tam bu noktada taşlar kişinin ihtiyacı olan içsel potansiyelini uyandırmak ve açığa çıkarmak için çok önemli bir aracı olma rolünü üstlenmektedir. Tabii ki sahip olduğumuz malzemeyi aracı olarak kullanmak istiyorsak, bu aracı nasıl kullanmamız gerektiğini de bilmek gerekir...
Elinize aldığınız taşı, sevgiyle tutacak olursanız ve düşüncelerinizden kurtulup bütün dikkatinizi elinizdeki taşa yöneltecek olursanız, titreşimlerini avucunuzun içinde hissedebilirsiniz. Ve bu hissin heyecanıyla zihninizde yepyeni kapılar açılabilir.
Doğası gereği bir taşın içinde gerekli olan mineral, element ve atomlar mevcuttur. İnsanların içinde de aynı mineraller, elementler ve atomlar mevcuttur. Eğer içimizde bunlar olmadığı takdirde taşlarla titreşim düzeyinde bir olmamız, bütünleşmemiz, ilişki ve iletişim kurmamız söz konusu değildir. Dolayısıyla taşlarla aramızda yükselecek bir enerji de oluşmaz. Dışarıdaki bilgi insan bedeninde mevcuttur. Bilginin kendisi değişmezdir. Burada önemli olan taşlar aracılığı ile kendimizi anlayacak duruma gelmektir. Esas olan kişinin kendisini keşfetmesidir ve taşlar bu keşfi sağlayan araçların en ilgincidir.
Kazanç da olabilir sıkıntı da
Finans konularında tedbirli davranılması gereken bir gün. Meydana gelen gelişmeler kazanca dönüşecek fırsatlar yaratabileceği gibi, beklenmedik olaylar yüzünden sıkıntılar da yaşanabilir. Yabancı ülkeler, uzun yolculuklar, farklı kültürler önem kazanabilir. Uzay, astroloji, felsefe gibi konulara ilgi artabilir. İlginç başlangıçların yapılacağını işaret eden gökyüzünün konumu isteklerin aniden değişebileceğini gösteriyor. Özgürleşme arzusu yüzünden beklenmedik gelişmeler ortaya çıkabilir. yy
Yazının Devamını Oku 26 Nisan 2007
İnsanın istediği rüyayı görebilmesi mümkün değilmiş gibi gözüküyorsa da istediği rüyayı görenlerin sayısı tesadüf sınırlarını zorlayacak kadar çok. Sadece yoğun bir düşünce sonucu hiçbir yöntem uygulamadan istediği rüyayı görenlerin dışında belirli formülleri uygulayıp bilmek istediğini rüyasında görenler var. Yani düpedüz görmek istedikleri rüyayı görüyorlar.
Nasıl gördüklerine gelince...
Birinci katagoriye girenler, yani yoğun bir düşünce sonrası istedikleri rüyayı görenler, genellikle farkında olmadan bu fenomeni oluşturuyorlar. Açık söylemek gerekirse, rüyalarında göreceklerini bilerek yoğun bir düşünce çalışması yapmıyorlar. Bu durum kendiliğinden meydana geliyor.
Bu tip rüyalar görenlerin ortak özelliği, içinden çıkamadıkları bir problemle karşılaşmış olmaları. Ya büyük bir baskı altında bulunuyor ve ne yapacaklarını bilemiyorlar, ya da bir türlü çözemedikleri bir problemin içine düşüp günlerce başka bir şey düşünemeyecek hale geliyorlar. Tabii bunun sonucunda da ne yapacağını düşünmekten yorgun düşüp kendini bıraktığı bir gece, rüyasında ne yapacağını bilemediği problemin çözümüyle karşılaşıyor.
Bu tip rüyalar görenlere en fazla işadamları ve bilim adamları arasında rastlanıyor. Ayrıca beste yapan veya sanatla uğraşan kişilerin de tıkandıkları noktada rüyalar imdatlarına yetişiyor. Ve gündüz uğraştıkları konunun devamını gece rüyalarında görüyorlar.
Tabii ki, bu çok hoş bir durum. Ancak, bu durumun oluşabilmesi için önce kişinin bütün ruhu ve bedeniyle her ne yapıyorsa onunla yoğun bir biçimde meşgul olması gerekiyor. Ancak bunun sonucunda çözüm bekleyen problemini rüya aracılığı ile çözebiliyor.
İstediği rüyayı gören diğer grup ise, uyguladığı yöntem sonucunda istediği rüyayı göreceğini bilerek yatıyor. Bu tip kişiler genellikle ait oldukları kültürün geleneksel yöntemlerini uyguluyorlar. Aslında bu yöntemlere toplu bir isim vermek gerekirse "Şaman uygulamaları" diyebiliriz.
Örneğin, Doğu Karadeniz bölgesinde yaygın olan yöntem şöyle;
Evleneceği kişiyi rüyasında görmek isteyen gençler, yedi farklı evden, evin sahibine bildirmeden bir miktar un çalıyorlar. Sonra da kumalı (ikinci eşi olan) evden tuz çalıyorlar. (Bazı yörelerde bu uygulama ev yerine değirmenden çalınıyor) Sonra topladıkları bu unları ve tuzu birlikte yoğurup ekmek yapıyorlar. Yaptıkları bu ekmekten yiyip evlenecekleri kişiyi rüyalarında görmek üzere yatıyorlar.
Yaratıcılığınız artacak
Yeni başlan-gıçlar yapmak için güçlü arzuların açığa çıkacağı bir gün. Kişisel baskılar olsa bile hayal gücünü tetikleyen gelişmeler açığa çıkacak. Öğleden sonra hayal gücü ve yaratıcılık gerektiren konulara yönelik yapılacak çalışmaların son derece verimli olacağını işaret eden gökyüzünün konumu, sanatsal faaliyetlerin ve turizm sektörünün hareketleneceğini gösteriyor.
Yazının Devamını Oku 25 Nisan 2007
RUMUZ: İçedönükOğlunuz çok zeki ve algılaması çok yüksek bir çocuk.
Ancak kendisini güvende hissetmeye ihtiyacı var. Hayal gücü yüksek olduğu için onun endişelerini besleyecek şekilde davranmaktan kaçınmalısınız. Anlatılanları hayal ediyor ve bambaşka biçimlere dönüştürebiliyor. Bu arada izlediği filmler ve özellikle çizgi filmler konusunda çok dikkatli davranmalısınız. Kavga, dövüş sahnelerinin olduğu filmler ona cazip gelebilir fakat dünyanın da izlediği filmler gibi olduğunu düşünebilir ve dışarı çıkmak istemeyebilir. Ayrıca onun anlamayacağını düşünerek yanında yaptığınız konuşmalardan da çok etkileniyor.
Sözlerinize dikkat etmelisiniz. Güvenli ortamı sağladığınız zaman kendisini çok iyi hissediyor ve bunun bozulmasını istemediği için dışarı çıkmıyor. Ayrıca dışarısı ona ürkütücü gelebilir. Siz ve çevresinde bulunan yetişkinler, ona dışarısıyla ilgili endişelerinizi yansıtmamaya özen göstermelisiniz.
Okula gitmek istememesini fazla büyütmeyin. Zaten henüz çok küçük. Onunla daha fazla vakit geçirin ve dışarı birlikte çıkın. Eğlenceli ve güvenli ortamlarda gezdirin ve güven uyandıran çocuklarla birlikte olmasını sağlayın. Böylece rahatlamasına yardımcı olun. Dışarı çıkmak istemediği zaman zorlamayın ve sevgiyle davranın. Sevildiğini hissetmeye ihtiyacı olan bir çocuk. Burcu ikizler ama Merkür ile Venüs kavuşum halinde Boğa burcunda duruyor. Mars-Neptün kavuşumu ile ters açıda bulunan Jüpiter yüksek bir zeka vermekle birlikte hayal gücü ve endişelerin büyük olduğuna işaret ediyor. Yükselen burcu aslan. Gelecekte kendisini göstermeyi başaracak ve içe dönük hali değişecek. Hatta yurt dışında gezebilecek duruma gelecek. Ancak şimdi ona karşı sabırlı ve anlayışlı davranmanız gerekiyor. Anneyi çok önemsiyor ve çok etkileniyor.
Siz onun değişmesine yardımcı olurken siz de değişeceksiniz. Fakat onu belirli bir davranış biçimine zorlamak yerine anlamaya çalışın ve hayal gücünün nasıl çalıştığını keşfedin. Aslında oyun oynarken gözleyebilir ve davranışlarından düşünce ve beklentilerini anlayabilirsiniz. Hatta içe kapanık olmasının nedenlerini de anlamanız mümkün. Evdeki ortam, anne-baba ilişkisi ve annesiyle babasının diğer insanlarla ilişkileri bile çocuğu etkiler ve çeşitli davranış biçimleri geliştirmesine neden olur. Sizin davranışlarınız değiştiği zaman çocuğun davranış biçimi de değişir. Onu zorlamadan siz kendi tavırlarınızı değiştirerek çocuğunuzun da değişmesine yardımcı olabilirsiniz.
Yazının Devamını Oku 24 Nisan 2007
RUMUZ: ÇiçekYükselen Burcunuz İkizler. Ay, Aslan burcunda iken doğmuşsunuz. Yakın çevrenizle ilgili duygularınızın değiştiği bir dönemdesiniz. Daha doğrusu anlattığınız olaylar, sizin alışkanlıklarınızı değiştirmeye zorluyor. Ve içinde bulunduğunuz dönem, tarzınızın değişme zamanının geldiğini işaret ediyor. Özellikle annenizle ilgili yaşadıklarınızdan böylesine etkilenmenizin nedeni, onu anlamaya başladığınız için. İçinizdeki sevgiyi uyandırın ve kendinize göre düşünmekten vazgeçin. Size ihtiyacı olanlara yardımcı olmaya devam edebilirsiniz fakat bu yardımı hiçbir şey beklemeden yapmayı öğrenmelisiniz. Eşinizin yakınlarına karşı aldığınız tavır eşinizi de etkiliyor. Biraz daha hoşgörülü ve anlayışlı davranmanız gerekiyor. Yılın ikinci yarısı sizin için önemli bir zaman. Özellikle eylülden sonra bir türlü değiştiremediğiniz koşullarınız değişmeye başlayacak.
n RUMUZ: Gülnihal
Yükselen Burcunuz Kova. İlginç bir gökyüzü konumunda doğmuşsunuz. Çevrenizi ve özellikle yakınlarınızı değiştirmeye zorlayan bir tabiatınız var. Üstelik onları sert bir şekilde değiştirmeye zorladığınız için ilişkileriniz de sert oluyor. Sözünü ettiğiniz baskı yaratan durumlarla başa çıkacak gücünüz var. Çok şanslısınız. Fakat şansınızı kullanmak için biraz iyimser olmanız ve olumlu beklentiler içinde bulunmanız gerekiyor. Özellikle mayıs ayında beklediğiniz gelişmeler olacak ve maddi sorunlarınızı aşabileceğiniz fırsatlar çıkacak. Yıl sonu ve 2008’in başları büyük atılımlarda bulunabilirsiniz.
n RUMUZ: Ortaklık
Ortağınızla aranızdaki uyumluluk yüksek. Üstelik sizin atak, onun ise tedbirli biri olması, birbirinizi tamamladığınızı gösteriyor. Ancak bu ortaklıkla ilgili aşama yapma zamanı gelmiş ve ortaya çıkan sorunların kaynağı bu durum. Yurtdışı ile ilgili bağlantılarınızın sonuçlarını ekim-kasım döneminde alabilirsiniz. Üstelik bunu gerçekleştirmek iş ilişkinizde bazı değişiklikler yapmanıza neden olacak. Böylece ortaklığınızı sürdürmeye devam edeceksiniz. Biraz sabırlı olursanız, sonuç beklediğinizden daha iyi olacak. Sizin yükselen burcunuz Koç.
Hayaller gerçek olabilir
Finans konularında tedbirli olunması gereken bir gün. İlginç gelişmeler ve beklenmedik durumlar ortaya çıkabilir. Güzellik, aksesuvar ve benzeri konularda bazı karışıklıklar ve anlaşmazlıklar yaşanabilir. İlaçlar, zehirli maddeler ve kimyasallarla ilgili yeni sistemlerin geliştirileceğini işaret eden gökyüzünün konumu hayallerin gerçekleşmesini sağlayacak projelerin yapılacağını gösteriyor. Sanatsal faaliyetler ve mistik konular son derece dikkat çekici olacak.
Yazının Devamını Oku 23 Nisan 2007
Ne kadar hassas ve duyarlı olursanız olun, çocuğu anlamak mümkün değil. Çünkü çocuğu anlayabilmek için çocuk olmak gerekiyor. Ama siz, çocukluğunuzu çok gerilerde bıraktığınız ve üstelik o dönemi tamamen unutmuş olduğunuz için, çocukları anlayamayacaksınız.
Şimdi, çocukluk döneminize bir yolculuk yapın ve o yaşlarda neler hissettiğinizi ve büyüklerinizden neler beklediğinizi hatırlamaya çalışın.
Çocuk ve yetişkin arasındaki fark, kedi ile çiçek arasındaki fark kadar belirgin. Hele günümüz çocukları bu farkı daha da belirgin hale getiriyor. Şimdiki çocuklar daha zeki. Üstelik duyarlılıkları ve algılamaları daha açık ve değerlendirmeleri yetişkinlerden çok daha başka. Çünkü, henüz kayıt ve şartlarla tam olarak kuşatılmış değil. Siz ise, ne kadar çok koşullara tabi olduğunuzun farkında mısınız? Değerlendirmelerinizin hepsi şimdiye kadar öğrendiklerinizle sınırlı. Tecrübelerinizden oluşan bir algılama içinde bulunuyor ve sonra da çocuğu anlamaya çalışıyorsunuz. Onu değerlendiriyor ve sınırlandırmaya çalışıyorsunuz. Ve bunu mutlu olması, başarılı olması için yapıyorsunuz. Ve çocuğun anlamasını bekliyorsunuz.
Üstelik, dünya işlerine böylesine dalmışken. Kendinizi daha fazla kazanabilmek için böylesine paralarken, çocuklarınıza ayıracak zamanınız bile olamazken, nasıl anlayabilir ve iletişim kurabilirsiniz?
Bütün bunlara itiraz edebilir ve son derece ilgili olduğunuzu söyleyebilirsiniz. Her şeyi çocuklar için yaptığınızı haykırabilirsiniz.
"Bütün bu fedakarlıklar onların geleceği için. Ve bunca işimizin arasında ne yapıp edip çocuklara da zaman ayırmayı başarıyoruz. Daha ne yapalım yani?"
Haklısınız. Yapacak bir şey yok. Zaman, insanı yutuyor. Dünyanın işleri, bütün bedeninize, ruhunuza, beyninize el koymuş durumda. Farkında olmadan yaşayıp, farkında olmadan çoğalıyoruz. Bunların hepsi iyi hoş da, bu arada ne zaman yaşayacaksınız? Çocuklar, hayat demektir. Onları izlemek, davranış ve tepkilerini gözlemek bile insanın enerjisini yükseltir. Ne yaptığını, neden yaptığını öğrenmek bile anlayış kapılarının aralanmasını sağlar.
Elbette ki, çok meşgulsünüz. Fakat, hiç olmazsa, bugün, yani çocukların gününde çocuğunuzun yanında olun. Ona bir şeyler öğretmeye çalışarak değil, öğrenmeye çalışarak bugünü yaşayın. Onlardan öğreneceğimiz çok şey var. Ve bir kez iletişim kurmayı başaracak olursanız, hayal gücünüzü zorlayacak derecede bilmediğiniz ne çok şey olduğunu anlayacak ve bu keşiften büyük bir keyif alacaksınız. Yani çocuklarınızı yaşayacaksınız.
Hayal gücünüzü
zorlayın
Zorlayıcı durumlar ve baskı uyandıran olaylar yaratıcı potansiyeli uyandıracak. Bilinçaltını harekete geçiren olayların meydana geleceğini işaret eden gökyüzünün konumu, saklanmış veya unutulmuş konuların ortaya çıkacağını ve düşünceleri değiştireceğini gösteriyor. Bugün son derece ilginç fikirler ortaya çıkabilir ve hayal gücünün sınırlarını aşan gelişmeler meydana gelebilir. Hayal gücü gerektiren alanlarda yapılacak çalışmalar için uygun zaman.
Yazının Devamını Oku 20 Nisan 2007
Leziz yiyecekler, konforlu bir ortam ve güvenceli bir hayat... İşte Boğalar’ı tanımlayan üç özellik. Gırtlağına olan düşkünlüğü Boğalar’ın lezzetli yemekler yapmalarını sağlar. Bu nedenle şayet bir Boğa sizi yemeğe davet ediyorsa, hiç düşünmeden gitmelisiniz.
İlkbaharın tam ortasındaki dönemi idare eden Boğa burcu, ne istediğini bilir. Ve bu isteğine nasıl ulaşacağını da... Üstelik isteklerini elde etmek için yeterli gücü de vardır, sabrı da.
Rahatına düşkün Boğalar, arzu ettikleri rahat ortamı yaratıncaya kadar en çalışkan Aslan’dan daha çalışkan olurlar. Sonra televizyonun karşısındaki tembel koltuğunda uyuklamaya başlar ve hiçbir güç onu oradan kaldırmayı başaramaz. Bütün istediği rahat bir ortamdır ve bunun kazanılan parayla sağlanacağını bilir. Tabii para kazanmasını da... Kazandığı parayı yeterli görüyorsa, daha fazlasını kazanmak için kendini öldürmez.
Boğalar şaşılacak kadar sabırlı, metanetli, gerçekçi ve yavaş hareket etmekten hoşlanır. Onları hızlandırmak için yapacağınız gayretler boşa gitmenin ötesinde öfkesini uyandırabilirsiniz.
Bir Boğa’nın öfkesini uyandıracağınıza gidip kendinizi denize atın. Böylece hem kendinizi yatıştırmış olursunuz, hem de gazaba gelmiş bir Boğa’yla başa çıkmak zorunda kalmazsınız.
Boğalar kolay sinirlenmezler. Ama bir kez öfkelenecek olurlarsa, karşılarındaki her şeyi ezip geçerler. Onları çok sinirlendiren şey, güven ortamlarını tehdit edenlerdir. Ve onlara karşı hiç sabrı yoktur.
Vücutta gırtlak bölgesini sembolize eden Boğa burcunun hem en kuvvetli, hem de en zayıf organı gırtlaktır. Bu nedenle özellikle boğazlarını üşütmemeliler. Ayrıca fazla kilolara karşı tedbirli olmalarında fayda var. Tedirgin oldukları, güvenmedikleri ortamlarda fazla durmasalar iyi olur. Çünkü, bu durum onların sinir sistemini etkileyebilir.
Aslında Boğalar endişeli, karamsar ve ne yapacaklarını bilemedikleri durumlarla karşılaştıkları zaman hemen paniğe kapılmazlar.Yeter ki, güvenli ortamlarını tehdit eden bir durum olmasın. Böyle bir durumda kırmızı görmüş Boğa gibi saldırabilirler. Ve güven ortamlarını tehdit eden etraflarında ne varsa yok edebilir.
Boğalar’ın büyük bir gücü vardır. Ancak, bu gücü kullanmalarına izin verilmediği zaman sağlık sorunları ortaya çıkmaya başlar. Boğalar’ın en fazla dikkat etmeleri gereken şeylerin başında ise, uyku geliyor. Erken yatmak ve erken kalkmak Boğalar’ın en fazla ihtiyacı olan durumdur. Şayet geç saatlere kadar oturacak olurlarsa, bütün dengeleri bozulabilir. Sinirli ve hasta olmalarına neden olur.
Duygular harekete geçecek
İkizler burcunda ilerleyen Ay, duyguların çeşitlilik göstereceğini işaret ediyor. Öğle üzeri estetik, güzellik ve aksesuvar konularına yönelik gelişmeler hem hareketli olacak, hem de ilginç durumlar ortaya çıkacak. Aşk potansiyelinin hareketli olacağını işaret eden gökyüzünün konumu birbirine uygun olmayan kişiler arasında çekim meydana geleceğini gösteriyor. Günün ilerleyen saatlerinde skandal olarak değerlendirilebilecek olaylar açığa çıkabilir ve duygular aniden değişebilir.
Yazının Devamını Oku