Yeraltından medeniyet

METRODA, yani bazen arada bir sadece kazılan o karanlık “tünel”de ilk kez bir ışık göründüğünü düşünüyorum.

Aslında ilk “ışık” ya da “el -değişimi- lambası” metroların Ulaştırma Bakanlığı’nda devri ile belirmişti.
Şimdi ise Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Seçim Beyannamesi” ile ortaya çıktı. Ki, bu kez metro meselesi “muallak” bir vaat olarak değil, bir “yazılı beyanname”, bir tür ”akit” olarak tarihi ve menzili ile gündeme getirildi:
“İki yılda 44 kilometre metro bitirilecek...”
¡ ¡ ¡
Evet, bu Ankara için gerçek bir umut. Bu nedenle de “tarihini not aldık” sürmanşetimizde.
Takipçisiyiz...
¡ ¡ ¡
Metro genelde “hızlı-güvenli-yaya öncelikli” bir ulaşım aracı olmasıyla öne çıkar.
Ama gözden kaçan çok önemli bir yönü daha var.
Ankara’ya 21. yüzyılda gelecek “medeniyet”tir aynı zamanda...
Çünkü metro sadece ray değil, yaşam stili de döşer kente.
Öncelikle, farklı “terminaller”i ile öğretir birlikte yaşama kültürünü.
Yürüyen-yürümeyen ama hep temiz merdivenleriyle...
Otobüs durağındaki kirlilik ve karmaşa, metroda yerini düzene bırakır.
Çöp kutularına atılan çöplerin niteliği bile farklılaşır, metroda.
Çünkü bir sisteme alıştırır kentliyi. Denetlenen, özenle korunan bir sisteme...
Ki, kentler birbirlerinden sadece tarihi, mimarisi ile değil “yarattığı alışkanlıklar”la da ayrılır.
¡ ¡ ¡
Kuralları belirlenir, bir yerden bir yere gitmenin:
Sigara “içilmez”dir, sarı çizgi “geçilmez”, çöp “atılmaz”...
Kapısı yumruklanamaz metronun, rastgele bir yerde duramaz.
Otobüslere binerken yaşanan o en ilkel, en içgüdüsel itişmeyi, elektronik turnikeler kaldırır ortadan.
Kamerayla da denetlenir vandal içgüdüler:
“Biri sizi izliyor...”
¡ ¡ ¡
Kent manzaralarını da değiştirir. Otobüs duraklarında “üşüyen-ıslanan kentli” fotoğrafından, banliyö trenlerindeki sarsıntının ritmine terkedilen uykusuzluktan, daha farklı tablosuyla...
Farklı bir bioritm getirir.
Ve güven:
“Saat 08.02 metrosu 08.10’da Kızılay’da” güvenini...
Ve daha aydınlık mekanlarda, daha “oturmuş” yolculuk olanağı sağlar.
¡ ¡ ¡
Ama tüm bu olanaklar, iki yıl içinde metroyu kullanacak şanslı kesimle sınırlı olacak.
O nedenle metroların iki yılda 44 kilometreyi de aşması en temel dileğimiz.
Metroda öncelik verilecek hatların planlanması da kent trafiği açısından hayati bir sorun. Her gün yeni AVM’ler, üniversiteler, kamu ve özel kuruluşlarla “kangren”e dönüşen Çayyolu’nun durumu ortada.
Başkent için metro ağı bir zaruret.
Sadece ulaşım ve kent trafiği için değil.
Medeniyet için de...
Yazarın Tüm Yazıları