Paylaş
Ama Sencer Üneri’nin “Volkswagen Cephesi” kitabında tek cümleyle özetlediği gibi,
“bir ulusu savaşa, askerlerini ise cepheye taşıdı”.
Sadece kendi halkını değil, halkları yok eden bir savaşa...
Dünyanın ilk ilk hava soğutmalı motor sistemi o otomobilde kullanıldı. Su soğutmalı motorlar, 2. Dünya Savaşı’nda Rusya’nın ayazına dayanamadığı için...
* * *
O dönem Nazi faşizminin, “Hitler Almanyası”nın gölgesinden kurtulamadı o pratik, kalender, dirençli, şirin araba.
Öyle ki, “güleriz ağlanacak hallere” misali, ırkçı, “utanmaz” fıkralar bile üretildi:
Hitler’e ilk üretilen arabayı tanıtıyorlarmış fabrikada.
“Dört kişilik bir halk arabası...” demişler.
Hitler, “Dört kişi olur mu, bu arabaya 304 kişi sığar” diyerek, itiraz etmiş:
“İki Alman ön, iki Alman arka koltuğa. Üç yüz Yahudi de kül tablasına...”
* * *
Ama faşizmin gölgesi uzun süre kalamadı üzerinde.
“Aşk Böceği Herbie” oldu, izledik sinemalarda...
“Kaplumbağa” dedik, “tosbağa” dedik, “vosvos” dedik, önce ulusallaştırdık onu.
Sonra farklı aksesuarlarla, sıcacık, turuncu, kırmızı, fıstık yeşili, güneş sarısı, boncuk mavisi renklerle, “kişiselleştirdik”...
Bir stil, hatta “yaşam biçimi” çağrıştıran bir ikon oldu artık, büyük harfle “Vosvos”.
* * *
İlk “vosvos”um beyaz, 1100 motor, sunroofluydu. Kışın Beytepe’nin karı geçit vermezken, bir o tırmanırdı motoru-ağırlığı arkada olduğu için, tepelere.
İkincisi oğlumun, boncuk mavisi...
Sonra iki yeğenimin, aynı anda: Biri kırmızı, biri sarı...
Şimdilerde ise babamın mavi 1303’ü dinleniyor, park yerinde.
* * *
“Vosvos”lar bu pazar, yine “hayat”a, “sokak”a tarzını taşıyacak. Bu kez Anıtpark’ta...
Paylaş