Paylaş
Ülkeyi devlet yetiştirme yurdu görürsen, devleti de “baba” olarak göreceksin elbet.
Devletin “baba” olarak görüldüğü/sunulduğu ülkelerde hayatın kuytularına kadar yerleşen pederşahi gelenek ise, bu “fidan” yetiştirme ülküsüne funda toprağı olur bir güzel.
“Devlet baba” meselesinin soyağacı, vatandaşı -çoğu kez yaşına bile bakmaksızın- “evlat” görme üzerinde yükselir. Ki, “evlad”, bu bereketli kelime, zaten “nesil” anlamına da gelmektedir.
Gençliği “evladım” görme anlayışının en mümtaz -ve hala etkili- örnekleri ise, bizi kendi ülkemizde “evlatlık” eyleyen hal-i pürmelalimizden “canlı” izlenebilir.
* * *
Ebeveynler, özellikle devletle yaşıt ya da devlet neslinden gelenler “evlat” hitabını pek bi sever.
Sever çünkü; “evlat” ünlemesi ya bir nasihate, ya bir azara ya da nasihat görünümlü şahin azara -yumuşak geçişle- kapı aralar. Çok kullanışlıdır bu nedenle...
“Evlat”, özellikle “Bak evladım” sözcüğü yasaklansa, Yeşilçam filmlerinin yarısı çevrilemez, Hulusi Kentmen gibi kaşı çatık, yüreği “devlet baba” bir fabrikatör figürü olabilemezdi mesela.,,
“Ben sizin evladınız değilim” diyen, emekçi, yoksul ama gururlu delikanlılar da dilsiz kalırdı perdede.
“Vatan evladı” da, “Vurduğu yerde gül bitip mıntıka başlayan” babacan komutanlar da olabilemez, olağan (giderek gelenek) görülemezdi...
* * *
Kullanışlı olmaktan öte, bereketlidir de “evlat”.
“Yavrum, evladım” diyerek, konuşmanın seyrine göre pekiştirebilirsiniz de...
“Yapma yavrum, evladım” der, sıralarsınız, şablonları:
“Senin iyiliğin için evladım”...
“Allah akıl fikir versin evladım”...
Kalıbınız Aynalı Tahir, lisanınız mahir ise el öptürüp, “Berhudar ol evladım” dersiniz de, “evlat” dönüp giderken, el öptüğünü unutur “berhudar”ın manasını düşünür.
Yok bu nasihatler, azarlar fayda etmezse... Ne gam!
Alayı, hayırsız evlat olur.
* * *
Hani “evlat” sözcüğünde, bir babalara gelme, bir babacan hal, bir kılıflandırma vardır demiştim ya...
Atmış/apartmış olmayayım ama, etimolojik olarak da “evlat” sözcüğünde bir munisleştirme, rötuşlayıp vitrine öyle koyma var sanki.
Osmanlıca sözlüğe baktım; evlad Arapça veletler demek. Veledin çoğulu, “nesil” anlamına da geliyor.
Yetinmedim TDK’dan “velet”e baktım ki ne göreyim:
“Çocukları paylarken kullanılan bir söz”, “Yararsız erkek çocuk”...
Şıp diye çözdüm meseleyi.
Evlat, veledin evla şekli, promosyon halidir...
Veletler, çocuklar, gençler, yeni nesiller sürekli paylandığını anlamasın diye, “evlat” biçilmiş kaftan.
Hem paylandığını fark edersen isyan da edebilirsin aynı minvalde:
“Ben bu vatanın evladı değil miyim ha?”
* * *
Hadi evladım hadi...
Sizi Müslüm Baba’nın veciz nakaratı ile saksınıza uğurluyoruz:
“Evlat, evlat... İnsan ol evlat...”
Paylaş