Paylaş
Bu kez 1 Mayıs sayesinde...
Taksim Meydanı yarın 1 Mayıs'a açılıyor.
Ve Ahmed Arif'in "33 Kurşun" şiiri, -o dönemle ilgisi olmasa da- bana 33 yıl önce Taksim'de hayatını kaybeden 34 insanı hatırlatıyor:
"Turna sürüsü değil bu /Gökte yıldız burcu değil
Otuz üç kurşunlu yürek /Otuz üç kan pınarı
Kirvem hallarımı aynı böyle yaz
Rivayet sanılır belki
Gül memeler değil /Domdom kurşunu
Paramparça ağzımdaki..."
* * *
Meydanları 1 Mayıs sayesinde hatırladık yine.
Şarkıdaki gibi, "Senede bir gün"...
Ya Ankara'nın yok edilen meydanları. Kızılay, Zafer Meydanı, Tandoğan, Gar, İtfaiye, Ulus, Opera?
Onlar bellek dışı, gündem dışı...
Ona da şarkılardan mülhem, bir nokta koyalım:
"Unutmak 1 dakika..."
* * *
Meydanlar gitti de artık, mesela Hipodrom.
Hipodrum'u da "senede bir gün" hatırlarız.
Cumhuriyet Bayramı sayesinde...
* * *
Oysa hafıza mekanları, toplumsal/kentsel bellek filan diye birşeyler var... Olmalı.
Ama unutuyoruz.
British Museum'da, altın bir tablette yazan o sözleri hatırlamıyor belleğimiz:
"Hades'in ülkesine indiğinde bir çeşme göreceksin. Bu Unutuş Çeşmesi'dir, sakın suyundan içme."
İçiyoruz pusuda bekleyen o sudan.
Bazen meydanlardaki "unutuş çeşmesi"nden, bazen Hipodrum'dan, AOÇ'den...
Unutuş Çeşmesi'nin suyuyla suluyoruz pencere çiçeklerimizi.
Sokaklarımızı o suyla yıkıyoruz.
Ve unutuşun suyu, bazen sarhoş, bazen sersem ediyor bizi:
Unutuyoruz...
Paylaş