Paylaş
Kuşbakışı yemyeşil bir doğa turu olarak hatırlıyorum.
Ardından dönemin Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok teleferiği gündeme geldi.
Çok eleştiren oldu başlangıçta, benim de soru işaretlerim vardı ama hemen eleştirmenin yapıcı olduğu düşüncesinde değildim.
“Ne gerek var, neden olsun” çıkışlarına, başka bir sorunun değerini bilerek kuşkuyla yaklaştım:
“Neden olmasın?”
* * *
Keçiören’de teleferik bitince gittim bindim ve bambaşka bir görsel keyifle karşılaştım. Bildiğim bir semti, havadan görmenin keyfi...
Ama hem uçak, hem de helikopterden bambaşka bir tat bu.
Çünkü en çok 70 metreye çıkan bazen damların bir kaç metre üstünden geçen çok farklı bir güzergah.
Sanki martı uçuşuyla Keçiören.
Bin 680 metre boyunca bir semtin genel manzarasını özümsemek için, bulunmaz bir fırsat.
Keçiören kanatlarımın altında, gibi bir şeydi.
Ayrıca o bölgede yürüyüş, alışveriş yapanlar için de kolaylık sağladı.
Semte turistik bir ivme de kattı.
* * *
Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ilk kez iki-üç yıl önce “Ulus Tarihi Kent Merkezi Projesi” bağlamında daha çok “turistik yönüyle” gündeme getirdiği teleferiği, bu kez farklı bir amaçla sunmaya hazırlanıyor.
Deneyimli kent habercisi Deniz Gürel’in yazısından okuyacaksınız.
Planlanan teleferik metro başta olmak üzere toplu ulaşım ağıyla bütünleşerek Kızılay-Oran arasındaki ulaşıma destek olacak.
Ufuk daraltan değil genişleten “Neden olmasın?” sorusu burada da ilk refleks olabilir.
Bu sorunun yanıtı ise elbette, akademisyenler, uzmanlar, odalar, sivil toplumdan ilgililer ile hep birlikte aranmalıdır.
O zaman teleferik sadece toplu ulaşım için değil, yerel demokrasinin belki de ilk kez işleyeceği toplu bir karar mekanizmasının da ilk adımı olabilir.
* * *
Başarılı genç muhabirimiz Fatih Tekeci, Başkent’in ortasından “çamur”u getirdi bugün manşetimize...
Bu devirde koca Başkent’te manşetimizin çamurlu çıkması, ne ayıp değil mi!
Paylaş