Paylaş
Mansur Yavaş’ın yükselişi...
Çok değil, 10 yıl öncesine kadar onu kimse tanımıyordu.
1999 yerel seçimlerinde Beypazarı’nda MHP’nin sandıktaki gücünü 20 puan arttırarak seçmenin yüzde 51 oyuyla, ilçede yarım asırlık AP, ANAP egemenliğini noktaladı.
Beş yıl sonra, 2004’de yüzde 55 oy oranıyla yeniden seçildi.
Beypazarı’ndaki icraatlarıyla, aldığı ödüllerle, mütevazı, kendiyle-çevresiyle barışık, sakin ama kararlı stiliyle dikkat çekti.
* * *
Ve geldi bugüne...
Melih Gökçek gibi bir rakibin/iktidarın karşısında CHP’nin de, MHP’nin de düşünde göremeyeceği bir oy oranına ulaştı.
Dün düzenlediği basın toplantısında da “tarz”ını korudu; seçim sonuçlarıyla ilgili değerlendirmelerinde -hep alıştığımız gibi- öfkeli bir hamasetin şehvetine kapılmadı.
Öyle ki, seçimlerin adil yapılmadığına inansa da, gazetecilerin “Sonuçta öne geçecek misiniz?” gibi sorularında bile propagandist söylemden, polemikten ısrarla uzak durdu.
Hatta, “Kaybedersek de dünyanın sonu değil. Ankaralı’nın iradesi bu şekilde tecelli etmiş demesini bileceğiz” karşılığını verdi.
Doğrusu da budur.
* * *
Israrla vurguladığı gibi siyasete meraklı olmasa da, hevesi ulusal değil yerel yönetime olsa da...
Yavaş’ın artık genel seçim sürecinde de -hakkıyla- önemli bir politik figür olacağını düşünüyorum.
Zaten elde kaç figür var ki...
* * *
Seçime kanı, silahı ise muhtarlık yarışı bulaştırdı.
Onlarca insan öldürüldü, yaralandı.
Böyle bir atmosferde Emek Mahallesi’nde tek muhtar adayı vardı:
Kamer Gözaçık...
Otuzlu yaşların ilk yarısında, güleryüzlü, sıcak, herkesi kucaklayan stiliyle yeniden seçildi.
Kazançtır...
* * *
İnsanın kendisiyle-çevresiyle barışık, hoşgörülü, demokrasiden yana “kararlı” bir duruş sergilemesi, karşı olduğu, katılmadığı zihniyette, siyasette kısa vadede benzer değişimler yaratmayabilir.
Geçmişi de değiştiremez.
Ama bir süre sonra geleceğe yürüdüğü yola, sonra da dönüp kendine baktığında, vicdanı temiz olacaktır.
Paylaş