Paylaş
Senaryosunu Paul (Benjamin) Auster’in yazdığı Smoke filminde William Hurt’ın canlandırdığı yazar Paul Benjamin, elindeki sigarayı tartar önce.
Sonra yakar, içer; ardından izmariti, tüm külleri de teraziye koyar, yeniden tartar.
Aradaki fark, dumanın ağırlığıdır.
Amerika’da 106 yıl önce Dr. Duncan Macdougall’ın yaptığı araştırmaya dayanarak ruhun ağırlığının 21 gram olduğunu iddia etmesi gibi...
O koskoca, upuzun gibi gelen ama duman gibi uçuşup giden ömürde, kısacık “an”ların, 21 gramlık ruhların, yaşamdaki ağırlığını düşünüyorum.
“Ömür” denilen aritmetik dizin, yılların toplamı aslında.
Büyük harfle “Hayat” ise, sadece ömürden çalınan “an”ların...
Yani ömrün uzun olması başka şey, yaşanan “Hayat” bambaşka.
* * *
Yine Smoke filmine dönersek, Auggie 13 yıl boyunca her sabah, aynı saatte, aynı açıdan, aynı yerin fotoğrafını çeker. Brooklyn’de açtığı tütün dükkanının fotoğrafını...
Çektiği binlerce fotoğraf aynı gibidir ilk bakışta. Her günü birbirine benzer geçen bir ömür gibi...
Oysa, hiçbiri aynı değildir. Çünkü fotoğrafın çekildiği her an farklıdır. Mevsimiyle, o “an”dan geçen, sonraki fotoğrafta artık olamayan ya da fotoğrafa yeni katılan insanlarıyla...
O fotoğraflar külliyen bir ömrün albümüyse, “Hayat” fotoğraflardaki farklı “an”lardır aslında.
“Giden”leri, “gelen”leri; gelip de geçenleri, gelip de kalanları ya da hiç gelmeyenleriyle...
* * *
2013 de -daha dün gibi- yeniydi, geldi geçti.
Şimdi 2014’ü kimimiz kutlayacak, kimimiz idrak edecek.
Geçen yıl kendimize verdiğimiz sözler de değişecek muhtemelen.
Ve belki 2014 bize bir daha -kolay kolay- söz vermemeyi öğretecek.
Söz vermemeye, söz vereceğiz.
Ve tutamayacağız bu sözü de...
Unutulacak geçen günlerin çoğu, heveslerimiz, özlemlerimiz...
Tozunda dumanında yeni yılın, unutulacak.
Çünkü heves, en uçucu kimyamızdır.
* * *
Yeni yılın, gerçekten yeni olabileceğini umut etmek de kıymetli.
Yıldızların yanısıra burçlara da inansam, vaat da etmek isterdim umutlarıyla da yeni bir yılı.
Olsun, umuda inanırız biz de...
Paylaş