Sokağa da iade-i isim

KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay TBMM Genel Kurulu’nda yeni yeni temize çekilmeye başlanan bir konuyu gündeme getirdi.

AKP iktidarı öncesinde ismi değiştirilmiş yerlerin olduğunu belirten Günay, şunları söyledi:
“Bizim dönemimizde ismi değişmiş yani asıl ismi kayıttan çıkarılmış ve yeni bir isim takılmış hiçbir yerleşim yeri hemen hemen yok.
Ama eski yıllarda 80’den önce veya 80’den sonra bu tür tahribatlar var, onları düzeltmeye çalışıyoruz.
Mümkün olduğu kadar Anadolu’nun bütünlüğünü zedelemeyecek bir yaklaşım içerisinde eski isimlerini iade etmeye çalışıyoruz...”

Bakan Günay elbette yöneltilen soru doğrultusunda ismi değiştirilen kasaba,köy gibi “yerleşim yerleri”ni kasdediyor.
Özellikle de akıl-fikir, kültür-tarih demeden “Türkleştirilen”, darbeyle “Evrenleştirilen” isimleri filan...
Ki, çok önemli.
Ancak “isim değişikliği” deyince, benim aklıma caddeler, sokaklar, meydanlar da geliyor.
Daha doğrusu, her gün yaşadığım bu şehirde hiç aklımdan çıkmıyor.
Çıkmıyor çünkü, yerel yönetim marifetiyle ismi, numarası değiştirilen caddelerde, sokaklarda geçiyor yaya ya da motorize ömrüm.
Dahası, sokaklarının numaraları iskambil destesi gibi karılıp yeniden dağıtılan Emek-Bahçelievler sakiniyim. (Lafın gelişi sakiniyim, yoksa bu mevzuda sakinlik zor kelime)
O nedenle değiştirilen sokak isim ve numaralarının bir semtin, bir mahallenin kimliğini nasıl hırpaladığını, kent hafızasını nasıl flulaştırdığını bizzat yaşıyorum.
Sokaklar, caddeler, meydanlar isimleriyle de hafıza mekanıdır.
Ve Çevre Sokak’ın Üsküp Caddesi olmasına, Emek’teki caddelerin Kazakistan, Bişkek diye yeniden adlandırmasına direnen hafızanın bir kuşaklık işi kalmıştır.
Yeni kuşaklar, “Banghabandu Şeyh Mucibir Rahman Bulvarı”nın telaffuzuyla, ezberiyle uğraşacaktır anca...


Yazarın Tüm Yazıları