Paylaş
Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) ve İLK-SEN’in 1969 kışında tüm ülkede, ilk, orta ve lise öğretmenleriyle gittiği boykotu da...
Evimizin hemen yanındaki Cumhuriyet Lisesi’nde, öğretmenlerin bir bölümü sendikanın çağrısına uyarak boykota katılmıştı.
Yanlarında boykota katılan lise öğrencileri de vardı.
Olayı pek idrak etmesek de, bir bayram havası sezdik.
Onların iyi, haklı, güzel bir şey için başlarını kaldırdığını da düşündük herhalde.
Takıldık peşlerine, çocuksu ront adımlarıyla...
* * *
Bugün gibi hatırlıyorum; Emek Mahallesi’nden Beşevler’e oradan Fen Fakültesi’ne, Tandoğan’a doğru uzanan küçük yürüyüş kolunu...
Ve kışın en sert anında, balkonlara çıkanların yürüyen öğretmenlere, öğrencilere coşkuyla desteğini, hatta gruba balkonlardan bayrak vermelerini...
Ardından, 68 gençlerinin ilk demokratik tepkilerine “mahalle”den verilen desteği, sempatiyi, bir nevi şefkati de hatırlıyorum.
Sonra, 16 yıl önce Susurluk girdabına karşı “Sürekli Aydınlık için Bir Dakika Karanlık” eylemiyle tüm “mahalle”leri saran “ateş böcekleri”ni de...
* * *
Bu fotoğrafları, günlerdir tüm yurdu gece-gündüz “gezen” gösteriler hatıra albümümden çıkardı.
Bugün yaşananlar, o fotoğrafların kadrajını aşan cüssede ve farklı elbette. Aynı albüme, siyasi iklime yerleştirilecek, sığacak fotoğraflar da değil...
“Gezi eylemleri”nin beni bir an o fotoğraflara götürmesi, başka çağrışımlardan kaynaklanıyor.
Haklı, zamanında bir talebe/tepkiye desteğin bir anda “her telden” gelmesi...
Yıllardır sırt sırta yaşayan insanların buluşup, -bir an için de olsa- yanyana, birlikte aynı yöne bakması...
Ötesi, “küs gibi” duran, birbirine sırtını çeviren kalabalıkların yüzünü birbirlerine dönmesi...
Ve beraberce, bir tepki festivali gibi ortaya konan ve giderek şiddetle arasına mesafe koymaya başlayan “De yeter” hali...
* * *
Bu ilk belki, bu kıymetli.
Bu toplumsal tavrın demokratik bir reflekse dönüşmesi, tüm hayata, yarınlara usulca yerleşmesi de öncelikle bu rengini, bu halini, şiddetin koyu gölgesinden korumasıyla ilgili.
Göstericiler her ilde Duman’ın şarkısıyla “Eyvallah” diyorsa, hayata.
“Tahribe değil, takdire eyvallah” olmalı bunun tercümesi...
Bu dokuyu, duyguyu iktidarıyla, polisiyle, göstericisiyle hissetmek, yansıtmak kaydıyla...
Paylaş