ÇANKAYA Belediyesi yıllardır sessiz dostlara sessizce hayat vermeyi sürdürüyor.
Üç bin kapasiteli barınak dolmuş yine sahipsiz hayvanlarla. Üstelik bin 500’dan fazlasını sahiplendirmelerine rağmen... Barınaktaki köpeklerin 200’e yakını cins, ev köpekleri. Birileri almış, bir heves... Bakmışlar ki aldıkları “şey”, ne peluştan bir oyuncak, ne de -ay ne şeker- bir biblo... Su içiyor, yemek yiyiyor, üstelik çiş filan bile yapıyor. Gezdirmek de gerekiyor her gün... Aldıkları gibi bırakmışlar sokağa.
Sokakta önce tüyleri, sonra tüm varlığı taraz-turaz olan bir Terrier şimdi barınakta yeni sahibini bekliyor. İlle cins ya da belli bir tür köpek sahiplenmek isteyenler için, her seçenek var. Av köpekleri, kurt köpekleri, Husky’ler, hatta Boxer’lar... Hemen yanlarında bakışları her zaman “cins” sokak köpekleri, güçlü bir çoban köpeği olmaya hazırlanan Çomar’lar da var. Ve telin arkasında “insan sıcağı” için çırpınan yüzlerce yavru da...
Yaşamım boyunca hep köpeğimiz oldu. Çok şey öğrendim, onlara dair de, onlardan da... Evet zordur bakması. Çünkü sevgi zordur zaten; emek ister. Hani der ya Küçük Prens: “Gülünü önemli kılan, onu diğer güllerden ayıran, ona ayırdığın zamandır. İnsanlar bu en önemli gerçeği unuturlar: Evcilleştirdiğin şeye karşı her zaman sorumlusun...” Eğer bir köpek sahiplenmek istiyorsanız, ona ömür boyu bakacağınızı, bakmanız gerektiğini bilin. Bilin ki, o ömür boyu tüm sevgisi, tüm dokularıyla hep yanınızda, tam yanıbaşınızda olacak. Çünkü o sevgi dolu canlılar, öyle bilir, öyle anlar -sizin üzerinizden- dünyayı... Siz de öyle bilin.