Sahip çıkalım

Özellikle de, Miami, Detroit ve Houston'dan "Hayvan Koruma Polisi" programını...

Hayvan koruma polislerinin güçlü, yasal yetkileri var.

Sağlıklı bakılmayan, eziyet edilen, yaralanan, zor durumda kalan tüm hayvanlar onların koruma şemsiyesi altında.

Daha çok da köpek ve kediler.

İyi bakılmayan hayvanlara el koyma yetkileri de var.

İhmal, kasıt, suç varsa hayvan sahibini ağır cezalar bekliyor.

Dört-beş yıla kadar ulaşan, hatta bazı durumlarda da bunu da aşan hapis cezası dahil.

Koruma polislerinin el koyduğu hayvanlar ise, barınaklarda tedaviye ve gerekirse temel eğitime alınıyor.

Ve hemen hepsi, etkili bir iletişim/duyuru ağıyla kısa sürede sahiplendiriliyor.

* * *

Programı, her seferinde, ilgiyle, sevgiyle ve özenerek izlerken...

Radikal Gazetesi'nde Bahar Çuhadar'ın bir röportajını okudum.

Facebook'da 1.5 yıl önce "Let's Adopt (Sahip Çıkalım)" adıyla bir grup kurulmuş.

Ve kısa sürede 20 bin üyeyi aşmış.

Grubun kurucusu yabancı bir işadamı.

İsminin bilinmesini istemiyor ve Viktor Larkhill takma adını kullanıyor.

Grubun ortak paydası, hayvan sevgisini, "sahiplenmek" ile hayata geçirmek.

Sahipsiz sokak hayvanlarının fotoğrafları, kısa hikayeleriyle sitede yayınlanıyor.

Bu süre içinde köpek ya da kediler, pansiyonda ya da geçici ailesiyle kalıyor.

Ve onu yaşamına alacak daimi sahibini bekliyor.

Grup, sahiplendirmede de titiz davranıyor.

Hayvanlar, geçici heveslere kurban edilmiyor.

* * *

Bu sistemin, desteklenmesi ve yaygınlaştırılması gerektiğine inanıyorum.

Önce zihinde...

Köpek ya da kedi sevgisinin ilk adımı, onu bir süs eşyası gibi satın almaktan değil, kimsesiz bir canlıyı sahiplenmekten/kurtarmaktan geçiyor.