Paylaş
Geçmişe ilişkin pişmanlıklarımız ve geleceğe ilişkin kaygılarımız.
Bu iki hırsız bugünümüzü alıp götürür.
Bugün ne varsa yarın hepsi anı, tarih olacaktır.
An geçmiştir artık, gelecek ise henüz yoktur.
Eğer sürekli pişmanlık içindeyseniz gelecek sizi kontrol ediyordur, eğer sürekli kaygı içindeyseniz geleceğin kontrolü altındasınızdır."
* * *
Oruç Arıoba'nın "De ki işte" kitabındaki satırlar gibi (ve daha hızlı) geçiyor yaşam:
"Yaşam rüzgarın titrettiği yaprakların hışırtıları ardından çağıran bir ses gibi: çabucak yitiveren anlaşılamadan söylediği...
Yaşamının durumlar zincirini izlediğinde, bulacağın, hep kendin olacak. Yaşamın, yaşadıklarındır.
Yaşamaya karar verdiklerin ya da yaşamak istediklerin değil.
Yaşamında, üç tür şeyle karşılaşacaksın:
Gelip geçmiş şeyler, Gelip geçmemiş şeyler, Gelmeyip geçmiş şeyler.
Yaşam, boyuna, sürekli çıkarmaya çalıştığın bir "hesap" olacak: denkleştirmeye çalıştığın bir ödemeler dengesi.
Yaşamın, tasarladıkların ile gerçekleştirebildiklerin arasında gidip gelecek: gerçekleştirebildiklerin tasarladıklarından hep eksik, tasarladıkların gerçekleştirebildiklerinden hep fazla.
Hep, hem eksik, hem fazla olacak yaşamın. Gerçekleri eksik, tasarıları fazla.
Yaşamın, yapman gerekenleri yapabilmen için, boyuna, yapmaman gerekenleri yapman olacak."
* * *
Bakıyorum pencereden dışarıya...
Akıp giden otomobil seline.
Karşıdan karşıya koşturan insanlara...
Dünü giderek unutan, bugünü, "an"ı kaçıran, yarını planlayan ama planı hep tasarı kalan insanlara...
Sonra kendime bakıyorum pencerenin aynasında.
Alnımda ter damlacıkları...
Paylaş