Okuma cezası

AKTARACAĞIM olayın Karadeniz’de geçtiğine bakmayın, fıkra değil gercek bir haber.

Rize’nin Fındıklı ilçesinde yaşayan Mehmet Demir alkollü geliyor eve.
“İçtiğini gösterecek” elbet, dövüyor karısını...
Hoş, aile içi şiddet istatistikleri ortada, içmese de fark etmiyor.
Ve eşini darp etme suçundan 10 gün hapis cezasına çarptırılıyor.
Hakim  de zaten değil devede, farede bile kulak olamayan “ceza”yı, kitap okuma cezasına çeviriyor.
Demir’i 1 yıl boyunca ayda 4 saat alkolün zararları ile ilgili kitap okumaya “mahkum” ediyor.
Yani günde bir sigara içimi, 8 dakika.
Cezasını Fındıklı Halk Kütüphanesi’ne giderek çeken Demir A.A. muhabirine konuşmuş:
“Bu güzel ve  yararlı bir ceza.
Ancak cezanın gereğini yerine getirirken biraz  zorlanıyorum.”
* * *
Sekiz dakika kitap okumaya zorlanıyor.
Hakim hapis verse, 10 gün aslanlar gibi yatardı oysa...
Bir kez daha olayın Karadeniz’de geçtiğine bakmayın deyip, mevzuyu bugün sürmanşetimizde yer alan habere, Başkent’e getireyim...
Ankara’da yapılan araştırmaya göre,  annelerin yarısı babaların da yüzde 39’u hiç kitap okumuyormuş.
Çocukken çocuğuna da kitap, masal filan okumuyormuş ebeveynler.
Araştırmaya katılan 5. sınıf öğrencisi çocuklar da zaten okumuyormuş.
Cümleten okumuyoruz yani...
* * *
Donald D. Schroeder alışkanlığı, “davranışlarımızı, düşüncelerimizi, duygularımızı yönlendiren ve zamanla otomatik bir tepki haline dönüşen davranışlar” olarak tanımlıyor.
Yani alışkanlığın bir “yapma”, bir “edim” yönü var.
Ama bakıyorum da, yeni alışkanlıklar “yapmama” üzerine kuruluyor çoğu kez.
“Okumama” meselesini de  en güzel biçimde psikoloji profesörü Doğan Cüceloğlu özetliyor:
“Kitap okumak nasıl ki bir alışkanlık ise, kitap okumamak da bir tür alışkanlıktır.”
Yazarın Tüm Yazıları