Paylaş
NE zaman modernleşme, AB, çeki-düzen filan gelse aklımıza, işe minibüslerden, dolmuşlardan, taksilerden başlarız.
Sürücüye takım elbise giydiririz, kravat taktırırız, hatta diksiyon kursuna yollarız.
Minibüslerinin, taksilerinin, kamyonlarının ardına yazdıkları “bir cümle”yi bile çok görürüz onlara... Yasaklarız.
Oysa o yazılarda, “trafik kaosunda gece-gündüz minibüs, taksi şoförü olma hali”nin sırrı, hikayesi, hatta bir cümlede şiiri vardır.
Ve onların sessiz çığlığıdır, dışavuran o cümle.
Eğer bir minibüsün, kamyonun arkasında “Bir sana, bir de sabah uykusuna hasretim” yazıyorsa, bunu yasaklamak değil, başka bir hayata dair bu mütevazı aforizmayı, iç geçirmeyi anlamak gerekir.
* * *
Kravat taktırmak, yazıları yasaklamak yetmedi.
Adana Büyükşehir Belediyesi kentte yolcu taşımacılığı yapan araçlarda, minibüs ve dolmuşlarda teyp bulundurulmasını yasaklamış.
Yolcular şoförlerin müzik tarzından ve yüksek sesle müzik dinlenmesinden rahatsız oluyormuş.
Teybini kaldırmayanlara da 225 lira para cezası kesmeye başlamışlar...
Hayret bir şey!
Olayın özü, “şoförün müzik tarzı”ndan hoşlanmıyoruz, o zaman yasaklayalım zihniyetidir.
O zaman ben de, kamu kuruluşlarının, resmi dairelerin, siyasi partilerin santralini aradığımda, çalan bekleme müziklerinden rahatsız oluyorum mesela.
Birinde Mehter Marşı çalar, öbüründe mezhebe göre başka bir marş, diğerinde seferberlik türküsü...
Hem benim rahatsızlığımın, belki daha makul, daha akla vurulur/tartışılır bir “ideolojik-politik” zemini bile bulunabilir.
* * *
Ama arabasında “sadece geçici konuk olduğunuz” minibüse, dolmuşa sürekli “patronluk” taslamak, onun tarzını ortadan kaldırmaya, dönüştürmeye çalışmak başka bir şeydir.
Bu ne birlikte yaşama kültürüne uyar, ne başka kültürlere hoşgörü, saygı ilkesine...
O araçların arkasından kaldırdığınız yazılar da, yasakladığınız teypte çalan “şoför tarzı müzik” de, bir anlamda “yol folklörü”dür.
Eğer “volume”ü, yüksek sesle çalınmasıyla sizi rahatsız eden, o zaman bunun da doğrudan “şoför tarzı müzik” ile ilgisi olmaması beklenir.
“Biraz kısar mısınız” dersiniz, ya da yetkililer “Dolmuşta yüksek sesle müzik çalmaşın, ceza keseriz” derler, sorun “yasaksız” çözülür.
* * *
Son bir teknik, ama alabildiğine abuk bir ayrıntı...
Belki bu mevzuatı hazırlayanların, UKOME’nin henüz haberi yok ama; araba teypleri tarihe karıştı.
Artık radyo ile bütünleşik, CD’ler, mp3 çalarlar filan var.
Bunlar bütünleşik (compact) cihazlar, sizin deyiminizle “teyp kalkacaksa” radyosuyla birlikte tümden kaldırılacak.
Onları kaldırdığınızda, sürücüler ve yolcuları radyodan o çok sevdiğiniz kamu spotlarını, TV’lere, radyolarda “ceza olarak” yayınlattığınız eğitici programları, haberleri de dinleyemeyecek.
Eh, basın özgürlüğünü binbir muğlak koşulla sınırlamaya çalışan, haberleşme özgürlüğünden de bu kadar anlar.
Dalga mı geçiyorsunuz, siz.
Paylaş