Paylaş
Yirmi yılda her yerel seçimden önce de, “Metro bu kez tamam, bitiyor” dolmuşuna bindirildik.
Ama yıllarca, her seçim arifesinde bitiş tarihi 18 ay ile 36 ay arasında gezinen, hatta çoğu kez “Hemen” bitirileceği vaat edilen metrolara bir türlü binemedik.
* * *
Metroyla, tramvayla, hafif raylı vaatlerle 2009 yerel seçimi de çıktı aradan...
Sandıklar kalkınca da Başkan Melih Gökçek, metro vaatlerine noktayı koydu:
“Metroya gücümüz yetmez, parayı uzaydan mı bulalım...”
Hemen ardından da iki yıl önce Ankara metroları törenle hükümete, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na devredildi.
Ve 20 yıl sonra tünelin ucunda ilk kez ışık görüldü.
* * *
Bakanlık, Kızılay-Çayyolu ve Batıkent-Sincan metro hatlarının 29 Ekim’de hizmete gireceğini açıkladı önce.
Bakan Binali Yıldırım ise önceki gün Ankara metrolarının 29 Ekim’de açılamayabileceğini duyurdu:
“Bizim Ankara Metroları için verdiğimiz tarih 2013 sonudur. 2013 bitmeden Kızılay-Çayyolu ve Batıkent-Sincan hatları açılacak. Tandoğan-Keçiören hattının ise 2014’ün ilk yarısında açılması planlanıyor.”
Doğrusu, açılış tarihi ister 29 Ekim olsun, isterse aralık, bu konuda “gecikti-gecikmedi” münazarasına filan hiç gerek yok.
Büyükşehir Belediyesi nezdinde 20 yıl beklemişken, 20-30 günün lafı mı olur.
* * *
Ancak aklımda kalan bir soru işaretini seslendirmezsem, içim rahat etmeyecek.
Başkan Gökçek, yıllardır öyle ya da böyle sürdürülen “metro kazıları”na, 828 milyon 362 bin lira harcandığını açıkladı.
Evet, kazılar yeraltında yıllardır sürdü. Üstünden kaç kar, kaç yağmur geçti kimbilir.
Ve kimbilir, Ulaştırma Bakanlığı uzmanları özellikle Çayyolu hattındaki kazılara ilk göz attığında nasıl bir manzarayla karşılaştı.
Yıllardır yapılan, ara ara durup başlayan kazılar, yıllara meydana okudu mu acaba?
Yoksa Bakanlık devraldığı bu yaman işte, yıllardır doğanın, yağmurun, karın insafına emanet edilen kazıları yeniden “elden geçirmek” zorunda mı kaldı?
Kimbilir...
Belki de Bakan Yıldırım’ın geçen yıl alt yapıda geldikleri noktayı “İşin belini kırdık” deyimiyle açıklamasında, “aşağıda” karşılaştıkları manzaranın da etkisi vardır.
Paylaş