Paylaş
Gerek Başbakan, gerekse Ulaştırma Bakanı’nın açıklamalarıyla da “tünelin ucunda ışık göründü” diye düşündüm.
Ama şimdi tünelden görünen o ışığın gelen bir metro mu, yoksa yine binilmez bir zaman tüneline giden bir metro mu olduğu kaygısındayım.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Kasım ayında firmalardan alınacak teklifler ve firmaların zamanla ilgili teminatlarıyla belirleneceğini vurguluyor.
Umarız, firmaların zaman projeksiyonu “makul” olur.
* * *
Bakan Yıldırım’ın “öncelikle ilgili” açıklaması da önemli...
Çayyolu, Keçiören ve Sincan metro hatlarında öncelik gibi bir durumun olmayacağını altını çizerek söylüyor.
Ki bu yöndeki açıklamalarıyla, 17 yıldır sürüp giden, hemen her seçim döneminde değişen “Hangisi önce bitecek” tartışmasını da noktaladı.
Bu “yapay” tartışmanın bitmesi de iyi bir şey, elbette.
Ama fiili bir durum da var.
Çayyolu, Keçiören ve Sincan hatlarının bugüne kadar yapılan kazı, iş vb.. açısından da farkları var.
Özellikle Keçiören’de yapılacak çalışmaların daha “yaman” olacağı meselesi de var.
Bazı hatların “bitime daha hazır” olduğu bir gerçek.
Bunu da kuşkusuz, yetkililer, uzmanlar, plancılar değerlendirecektir.
Aslolan metrodan umudu kesen Ankaralı’nın, tünelin ucunda gördüğü yeni ışığın (da) sönmemesi...
Bu ne Başkent’e, ne başkentliye revadır.
Bakan Yıldırım, “metrolarda ilk kazmanın vurulduğunu, kendilerinin işinin ise sadece kürekle temizlemek olduğunu” söylese de, küreğin yükü hala ağırdır.
* * *
Ankara ile izmir arasındaki hızlı tren ihalesi ise gerçekten bir müjde.
Ankara’yı hızlı tren ağının merkezi olması, yani ulaşımın da başkenti haline gelmesi çok önemli...
Eskişehir ve Konya’ya hızlı trenle gitmiş, o rahatlığı yaşamış birisi olarak, ben de hayallerimin ayarını, menzilini geniş tutuyorum.
Metronun şu ya da bu nedenle aksaması, uzaması, gerçek bir hayalkırıklığı olacaktır.
Paylaş