LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
KOCATEPE Kültür Merkezi’ndeki afiş vakasını gazetemizden okudunuz.
Merkezin yanındaki iki bilboarda reklam afişleri asıldı.
Şortlu bir manken afişi.
Ne müstehcen, ne de erotik.
Ama afiş asıldıktan kısa süre sonra kapkara boyandı.
Ankara Hürriyet konuyu manşetine taşıdı.
Ertesi gün afişler yenileriyle değiştirildi.
Lakin dün mankenin bacakları yeniden boyandı.
Mahalle inadı mı desek.
* * *
Çocukluğumdan hatırlarım.
Gazinoların astığı kadın sanatçıların afişlerine palabıyık yapılırdı.
Bir gün Türkan Şoray kaytan bıyıklı olurdu, bir gün Gönül Yazar.
Afişlere bıyık operasyonu, daha çok kamusal (sokaktaki) nesnelere zarar verme, bir kent vandallığı örneğiydi sanırım.
Belki örtülü/güdüsel bir cinsiyetçi refleks...
Artık afişlere yönelik bıyıklı tahrip büyük kentlerde pek kalmadı.
Son yıllarda yerini, bir dünya görüşüne dayalı afiş vandalizmi aldı.
Hemen her ay bir örneği yaşanıyor.
Bazen mayo reklamlarında, bazen eteği hafifçe dizinden yukarı çıkmış bir manken fotoğrafında.
* * *
Düşünüyorum da.
Kocatepe çevresinde her an güvenlik görevlileri, polisler var.
Birileri bir afişi boyuyor.
Afiş yenileniyor.
Bir kaç saat geçmeden yeniden karalıyor.
Bir ısrar, bir inat var.
Ve bir tür cesaret, pervasızlık.
Belki sembolik gibi gözüken bir müdahale.
Peki afişleri karalayan o mahal(le)den şortlu bir genç kız geçse...
Laf mı atılır, boya mı?
Ya da başka bir fiziksel tacize mi dönüşür, bu afiş sembolizmi?
Neyi tartışıyorduk günlerdir.
Mahalle baskısını mı?
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Yazarın Tüm Yazıları