LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
UPUZUN sakallı, dik bakışlı (kafalı) bir adam.
Marcello Mastreoanni.
Entelektüel, aristokrat, zengin bir avukat.
Biraz şair, çokça sosyalist.
Palermo’ya dönüyor, Batılı eğitimin ardından.
Sophia Loren’e rastlıyor.
Dul, biraz taşralı ama tam bir kadın.
Tutuluyor ona.
Ama Loren’in bir "kırığı" var.
Eli paralı, eli tabancalı, külhan bıyıklı bir mafyöz.
Giancarlo Giannini.
* * *
Gidiyor -yarattığı- sevdanın peşinden Mastreoanni.
Çıplak, isli ayaklarını öpmek istiyor Loren’in.
Giannni’ni ile göğüs göğüse geliyor, yalın-beden.
Sonuçta iki erkek de giriyor yaşamına.
İkisini de seviyor Loren, ikisine de vefalı.
Hamile kalıyor.
Faşizm kol geziyor o sırada İtalya’da.
Ülkeyi terk etmek zorunda kalıyorlar.
Amerika’ya kaçacaklar.
Palermo Limanı’nda kara gömlekliler ile karşılaşıyorlar.
Yakasını, bağrını açıp, başını dikip yürüyor kara gömleklilerin üzerine Mastroanni:
"İo socialista..."
Giannini ise silahını çekiyor, mecburen.
Mastroanni’yi "delikanlılık"ta yalnız bırakamaz ki...
Vuruluyor, aynı kadına sevdalı iki erkek.
Yerde -ölümcül- yatarlarken, Loren iki erkeğin kulağına fısıldıyor.
Ayrı ayrı, yek diğeri duymadan:
"Çocuğum senden..."
* * *
Bazı filmler, kişisel fotoğraf albümüne girer insanın.
Benim için birisi buydu.
Lina Wertmüller’in yönetmenliği yaptığı.
"Kan Davası" adıyla çevrilmişti Türkçe’ye.
O zamanlar sansür kurulu, sosyalizm sözcüğünün çıkarılmasını istemişti filmden.
Sonra altyazılı oynadı, Maltepe’de.
Sosyalizmin İtalyancası kaynadı arada.
Uçan Süpürge’nin 10. Uluslarası Kadın Filmleri Festivali’nde bu yıl Wertmüller’in 6 filmi var.
Bir daha denk gelmek, çok zor.
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Yazarın Tüm Yazıları