Paylaş
Bu düşünce onun zihninde bir gün gerçekleştireceği bir amaçtı.
Ona göre hayat yalnızca yemek, uyumak, küçücük, dünya sandığı bir gölde yaşamak değildi.
(...) Küçük kara balık, ay ışığının yuvalarına hiç mi hiç yansımadığına üzülür, aydınlığın özlemini çekerdi."
İranlı yazar Samed Behrengi'nin hemen tüm dünya dillerine çevrilen "Küçük Kara Balık" kitabı, bir çocuk hikayesi.
Ama 12 Eylül'de büyüklere yasaklandı.
"Küçük Kara Balık"ın da darbecilerin yasaklı kitapları arasına girmesi normaldi aslında. Çünkü denizleri, özgürlüğü, aydınlığı düşünmek, onun için mücadele etmek yasaktı, suçtu.
* * *
Bugün "Küçük Kara Balık", Çankaya Belediyesi'nin Ankaralı çocuklar için bir projesi.
TÜBİTAK'ın da Bilim-Toplum projeleri kapsamında desteklediği proje, özünde çocukları "akvaryum"undan çıkarıyor.
On iki gün süren yaz okulu, onları, belki fazla güneş görmeyen, küçük odalarından dışarıya çıkarıyor.
Sadece doğaya, birlikte oyuna, spora değil, müzelerin, hatta fabrikaların dünyasına da açılıyor küçük balıklar.
Ve eğitmenleri eşliğinde üretiyorlar.
Küçük balıkların yaptıkları seramikler Dünya Çocuk Günü'nde 80 metrelik bir duvarda bir araya gelecek, bütünleşecek.
Kolaj bir anıt, seramiklerden bir patchwork, küçük balıkların dayanışmasını simgeleyen, her parçası canlı bir puzzle gibi...
* * *
Bin 500'e yakın çocuk, 12 gün boyunca "dışarıda" bir arada olacaklar.
Eğitmenleri, abileri-ablaları onlara belki küçük hikayeler de anlatacak.
Küçük Kara Balık'ta 12 bin çocuğunu/torununu toplayıp onlara her gece masallar anlatan büyükanne balık gibi.
Gün bitince büyükler uykuya dalacak.
Ama yüzlerce küçük kırmızı balık, hemen uyuyamayacak.
Belki sabaha kadar denizleri düşünecekler/düşleyecekler...
Şu "denizsiz" Ankara'da, düşlerin henüz denize açılamadığı günlerde.
Paylaş