LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
HATIRLAYALIM birlikte.
Ankara Barosu 2006 yılında İçişleri Bakanlığı’nın "İçkili Yer Bölgesi Tespitine" ilişkin genelgesine karşı dava açtı.
Baronun dava dilekçesinde şu satırlar yer aldı:
"İçki yasağı kamplaşma yaratır.
Yasağın asıl amacı, belli bir yaşam biçiminin diğer yurttaşlara dayatılmasıdır.
Ve belirlenen biçime uygun yaşamayanların sindirilmesi, yaşamdan tecrit edilmesidir."
Danıştay da aynı yıl Nisan ayında, "kırmızı sokaklar" başlığıyla basına yansıyan genelgeyle ilgili yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Danıştay’ın genelgeyi esastan iptal eden gerekçeleri şöyleydi:
* İçkili yer kısıtlaması hukuka aykırıdır.
* İçkili yerlerin tecriti hukuka uymaz.
* * *
Gelelim bugüne.
Pursaklar’daki uygulamaya.
Muhabirimiz Cengizhan Çatal Pursaklar’da belirlenen caddeler dışında alkol satışının yasaklandığını ortaya çıkardı.
Yani ilçede alkolün sadece "kırmızı caddeler"de satılabildiğini...
Bu durumu Pursaklar Belediye Başkanı Selçuk Çetin de bizzat doğruladı:
"Kırmızı hat diye bahsedilen konu, alkol ve sigara ürünlerinin gelişigüzel satışını engellemek amacıyla resmi olarak yapılmış bir düzenlemedir.
Pursaklar’da dört caddenin dışında hiçbir yerde alkol satışı yapılamaz..."
Yani Başkan Çetin belediyenin alkolle ilgili kırmızı hattı olduğunu itiraf etti.
* * *
Peki 2 yıl önce Danıştay’ın kararı neydi:
"İçkili yer kısıtlaması hukuka aykırıdır. İçkili yerlerin tecriti hukuka uymaz..."
Şimdi ne oldu?
Pursaklar’da "kırmızı cadde", "kırmızı hat" uygulaması, Başkanın da vurguladığı gibi resmen
hayata geçti.
Ankara hızla yasa-kural-mevzuat tanımayan bir kente dönüşmektedir.
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Yazarın Tüm Yazıları