Kimi ekrandan balkona, kimi balkondan havai fişeğe

AK Parti Genel Merkezi’nden dağılma saatinde, “Recep-Tayyip-Erdoğan” ritmli sloganların -az bağıran otomobillerle- geçtiği caddeler, kısa sürede yastığını “pazartesi mesai”sine kabarttı.

* * *

Mahalle menzimilizde, Bahçelievler, Emek, Beşevler’de evlerin ışıkları usulca sönerken...

Geceyi, seçimi kazanan Başbakan Erdoğan’ın muhiti Keçiören uzun yaşadı. Saat 02.00’ı vurduğunda, oralarda da “uyku kardeşim ver elini”...

Ve sıcak, kavurucu geçen bir haftanın ardından, serinledi Ankara.

* * *

Cumhurbaşkanlığı seçimi, kafiyeli sloganları, dizi dizi incileri, seçim şarkılarıyla geldi, geçti.

Madem şarkılarla geldi, gecenin bu yarısında adayların, genel başkanların sıla yöre türküleriyle de uğurlansın.

Recep Tayyip Erdoğan (İstanbul) “Şu dağın yoluna bak /Çiçeğinin moruna bak /Kaydetme deli gönül /Her işin sonuna bak"

Ekmeleddin İhsanoğlu (Kahire-Yozgat) “Kahire’den geldi de bu sabah kervan /Bir kervancı da böyle vurulmaz böyle vurulmaz /Ağlarım bu çölde yaram sarılmaz” Ve bir Yozgat türküsü; “Kanatlı kapının demir sürgüsü oy oy oy /Yar mendil yumuş ta ikiye katlar vay vay vay”

Selahattin Demirtaş (Elazığ) “Çoban beni sudan geçir /Geç kalmışım erken geçir /Acı tatlı sular içir /Ne verirsin geçireyim /Soğuk sular içireyim”

* * *

Kemal Kılıçdaroğlu (Tunceli) “Dersim’in yazıları /Meliyor kuzuları /Ben buraya gelmezdim /Alnımın yazıları”

Devlet Bahçeli (Osmaniye) “Niçin düştüm şu gözelin ardına aman ardına /Kendi göçsün biz gonalım yurduna”

Abdullah Gül (Kayseri) “Akşam arada kaldı /Fitil yarıda kaldı /Ellerin yari geldi /Setre (ceket) nerede kaldı”

* * *

Başbakan Erdoğan’ın seçimi kazanmasının ardından yaptığı balkon konuşmasında, “Vahdette kesret”, yani “çoklukta birlik” mesajı yer aldı.

Ve kıra(n) kıra(n) geçen seçim kampanyasının ardından, “Bugün kırgınlıkları unutma günüdür, demokrasi bayramında küslükleri elimizin tersiyle itme günüdür” vurgusu, “davet”i de vardı.

Yazımın sonu da, tüm adayların, genel başkanların sık sık alıntıladığı Yunus Emre’den, Ruhi Su’nun sesiyle ortaya, cümlemize gelsin:

“Dervişlik baştadır, tacda değildir

Kızdırmak oddadır, sacda değildir

Eğer bir müminin kalbin yıkarsan

Hakka eylediğin secde değildir...”