Kentin ‘sözlü tarihi’ iletilerinizle birikiyor

Sizden gelen, yağan iletilerle, anılarınızla “sözlü tarihimiz” birikiyor. Çok yakında yayınlamaya başlıyoruz. Bize yazın, ki tarih yazmak isteyen kimsenin sesi-sözü eksik kalmasın.

Haberin Devamı

ANKARA Hürriyet’in “Gelin birlikte, mahalle mahalle, sokak sokak, mekan mekan Ankara’nın tarihini yazalım” çağrısına gelen iletilerle sözlü tarihim birikiyor.
Çok yakında yayınlamaya başlıyacağız. Çağrımız, her köşeye, her kentliye ulaşsın ki, yayınlayacağımız “sözlü tarihimiz”de, bize yazmak isteyen kimsenin lafı, sözü, anısı, anlatısı eksik kalmasın.
Okurlarımızın iletilerindeki sorulardan hareketle, bazı açıklamaları gerekli buluyoruz:
* Öncelikle yazacağınız, paylaşacağınız anınız, anlatınız için hemen hiç bir sınırımız, duvarımız yok. Ancak mutlaka bu kente değmeli...

Eğer hatırlıyorsanız adresli-isimli yazın/images/100/0x0/563ca876f018fb32c8ec80ab
* Gönderdiğiniz iletilerde -mümkün olduğu kadar- mekan ve sokak isimlerine yer vermeniz işimizi kolaylaştıracaktır. Yine, anınıza, anlatınıza konu olan kişilerin isimleri de önemli. Ama hatırlamıyorsanız, yine de anınızı yazın.
* Anılarınız, anlatılarınız siz aksini belirtmediğiniz, “İsmimi kullanmayın” notunu eklemediğiniz takdirde isminizle yayınlanacaktır.
* Anılarınızın yanısıra, bize o günlere dair fotoğrafları da gönderebilirsiniz. Çok da makbule geçer.
Bazı konularda 10  yıl öncesi de tarihtir
* Geçmişi sadece 40-50 yıl gibi düşünmeyin. Ankara’nın bu hızlı değişim sürecinde, değişen, yiten, yok olan bir çok şey için son 10 yıl da “tarih”tir, 10 yıl önceki bir çok şey de artık “tarih” olmuştur.
* O günlerin sokak satıcıları, o günlerde bugüne göre satış yöntemi de-tadı da-kıvamı da-kabı da farklı olan yoğurt gibi yiyecekler, hatta o günlerde evde sıkça yapılıp bugün pek yapılmayan yemekler de sözlü tarihimizin kıymetli başlıklarıdır. Onları da yazın.
m Artık ponçik yok pastanelerde, ilk lezzetli, mayonezi özel, sosu güzel burgerin adresi Bimbo da, mesela. Taze soğanlı, kırmızı biberli, yumurtalı gobit ise anca sanayide... Niye yazmayasınız ki, onları da...

Haberin Devamı

Tarzını da yazın tarihimizi giydirin

O günlerde giydiğiniz/giyemediğiniz, özendiğiniz giyim tarzını, bol paça pantolonu, uzun Antuan yaka, puantiyeli gömleği, yanları mest benzeri lastikli Beatles modeli botu da yazın. Sözlü tarihimizi, siz giydirin.
* Yine o dönemin gözde otomobilleri, motosikletleri, otobüs-minibüs markaları, gazozu, sigarası da tarihimizdir. 
* İzlediğimiz filmler de görsel tarihimiz, hayallerimizdir. Bileti karaborsaya düşen filmleri de yazın, karaborsa kuyruğunu da...
* Şarkılarımız da tarihimizdir. En gözde parçaları, Ankara İl Radyosu’nu, 45’likleri, kasetleri, kaset dolduran kırtasiyecileri ıska geçmeyin.

Haberin Devamı

Barışcı mıydınız Cem Karacacı mı

* Misal, Elvisçi miydiniz, John Hallidayci mi, Barışçı mı, Cem Karacacı mı... Yoksa başka bir ses mi peşine kattı sizi. Beatles aşk için güzeldi de, Led Zeppelin ile mi uçardınız. Yazın, o günleri bir de onlarla dinleyelim.
* Okul anılarında o günün “düzen”i, “disiplin”i, ödülü, cezasından da bahsedin. Bir kuşak kırmızı okuma kurdelesiyle, yıldızlı pekiyiyle ödüllendi, parmakları birleştirip ucuna vurulan değnekle, kulağa atılan uzun tırnaklı çimdikle cezalandırıldı. Yazın, onları da...
* Bayramları da yazın, haftasonlarında Çubuk’a, Karagöl’e, Çamkoru’ya uzanan seyranları da...

Zıt Erenköy’e mi gülerdik sadece

* O dönemin şimdi demode esprileri “Zıt Erenköy” müydü sadece... O esprileri, sizi güldüren şeyleri, Gırgır’ı, Akbaba’yı, Fırt’ı da yazın. Hayat, Pazar mecmualarını da...
* Yiten sadece yaşadığınız semtin, mahallenin, sokağın evleri, mekanları, esnafı, ağaçları, parkları, sinemaları, insanları, hatta sokak-cadde isimleri olmayabilir. Yitirildiğini düşündüğünüz “değerler” varsa, onları da yazın. 
* Yazacağınız metin, kısa da olabilir uzun da... Hatta, “Emek 4. Cadde’deki Şişman Pastahanesi’nin Maraş dondurmasının tadını unutamıyorum” gibilerinden tek bir cümle bile olabilir.

Haberin Devamı

Size değen darbeleri darbe günlerini yazın

* Ve “resmi tarihi” en çok mahçup edecek ya da daha doğrusu yaşayanın gerçek tarihini yüzü hiç kızarmayan darbecilerin yüzüne vuracak anılarınızı da yazın. 27 Mayıs’ın, 12 Mart’ın, 12 Eylül’ün mahallenizde, sokağınızda, evinizde yaşadığınız hayata, çocukluğunuza, gençliğinize yansımasını...
Bu kente doğrudan değen darbeleri hatırlayın. Önünüzdeki caddeye tank mı park etmişti, sokağa çıkma yasağı bio-sosyal-ritminizi mi ezip geçmişti, radyodan gelen “Eylülün Sesi” o günlerde size farklı mı, yakın mı, uzak mı gelmişti. Duygunuzla, duyumunuzla yazın.
m Bize sadece yazılarını, notlarınızı değil, geçmişte kalan doğrudan Ankara ile ilgili şiir ve öykülerinizi de gönderebilirsiniz.
Bu şehirde hep kuytuda kalan “hayat”ı, gelin birlikte çoğaltalım.

Haberin Devamı


BiZE YAZIN YAYINLAYALIM: ysokmensuer@hurriyet.com.tr

Yazarın Tüm Yazıları