Kent önce yayanındır

“ANKARA çok enteresan bir başkent.
Yayalar caddelerde yürüyor, otomobiller kaldırımlarda...”

Ne zaman kaldırımlar-yayalar ile ilgili bir mevzu olsa, aklıma ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Richard Barkley’in bu sözleri gelir.

Onun ülkesine döndüğünden beri daha da artan bu “ironik çelişki”, artık bazı sürücülerin bireysel tercihinden çıktı, kurumsallaştı.
Kaldırımlar artık, gayriresmi otopark.
Bireysel yaya hakları ihlali, artık “kurumsal” bir geleneğe dönüştü.
Çankaya Belediyesi’nin başlattığı “kaldırımlar yayalarındır” seferberliği bu açıdan çok kıymetli.
Ve Başkan Bülent Tanık’ın sözleri de, bireyselden kurumsala bir mücadelenin altını çiziyor.
Kaldırımlara park eden otomobillerin sileceklerine, bazı semt sakinlerinin iliştirdiği bireysel uyarı notları, artık Çankaya’nın zabıta görevlilerinin kurumsal seferberliğine dönüştü.

Zabıtalar kaldırıma park eden otomobillere zarif bir “duyarlılığa davet” notu bırakıyorlar.
İsteler, belediye mevzuatına göre ceza da kesebilirler.
Ama onlar “kentli farkındalık ve duyarlılık” yaratmak için, kaldırıma park eden sürücüleri dışarıda bırakan değil, o duyarlılık-bilinç çemberine davet eden bir yöntem izliyorlar.

Otopark sorununun vahim durumundan Çankaya Belediyesi de haberdar elbette.
Ki, bu nedenle hazırladıkları el broşüründe “bölgesel otopark yapma görevinin Büyükşehir Belediyesi’ne ait” olduğunu vurguluyorlar.
Evet, otopark sorunu/yokluğu bir realite. Ve bu realite otomobil sahiplerini de çaresiz bırakıyor.
Yıllardır radikal tedbirler alınmadığı, otomobil değil yaya öncelikli bir şehirleşme yaratılmadığı, çağdaş bir otopark hizmeti hayata geçirilmediği için park yeri sıkıntısı malum.
Ama bu hak ihlalini haklı çıkarmıyor.

Kent öncelikle yayanındır.
Çünkü her insan öncelikle yayadır.
Eller direksiyonu kavradığında, bu gerçek bazen unutulsa da...
Yazarın Tüm Yazıları