FARKLI yıllarda ama aynı gün, 26 Şubat’ta hayata veda eden iki Hasan.
Biri şair babası “çağın en güzel gözlü maarif müfettişi”, biri tepeden tırnağa şair. İkisi de memleket sevdalısı... İkisi de Ankara’da yatıyor. Can Yücel’in babası Hasan Ali Yücel Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi 51 yıl önce. Şair Hasan Hüseyin (Korkmazgil) de 1984’den beri Karşıyaka Mezarlığı’nda... Efsane Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel bazı okullarda, üniversitelerde anılıyor her yıl. Bir kaç satır haber de çıkıyor, anma törenleriyle ilgili... Aynı gün hayattan ayrılan adaşı, şair olanı şiirleri ile hala esse de, Karşıyaka’daki adresi artık unutulmuş sanki... Yatıyor, kendi dizelerindeki gibi: “Öyle bir yerdeyim ki ne karanfil ne kurbağa Bu ne beter çizgidir bu Bu ne çıldırtan denge Yaprak döker bir yanımız Bir yanımız bahar bahçe...” Hasan Hüseyin belki de kendi deyişiyle, “Akarsuya bırakılan mektup” gibi... Bu yıl da hatırlayalım diye, o şiirinden aktarıyorum dizeleri: “İncecikti /gül dalıydı dokunsam kırılacaktı /dokunmadım, kurudu gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç ağaçlar bükmesinler n’olursun boyunlarını neden akşam oluyorum tren kalkınca kırlangıçlar birdenbire çekip gidince mendiller sallanınca neden tıkanıyorum öyle çok acımasız ki, öyle birdenbire ki gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç o sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik bitti o elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz günler devlet alacağı, yıllar bir kadehcik buzlu rakı (...) gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç...”