CUMA akşamı Ankara Valisi Kemal Önal Ankara Kalesi’ndeki iftarda gazetecilerle bir araya geldi.
Önal ile birlikte Çengelhan Rahmi Koç Müzesi’ni de gezdik.
Bir kez daha hayran olduk 500 yıllık Çengelhan’a yapılan özenli restorasyona ve küçük müzeye.
Aslında küçük değil "butik müze" demeyi yeğliyorum.
Çünkü bu tarzın Başkent’te hayata geçirilmesini istiyorum.
Müzede yaklaşık 800 obje sergileniyor.
Ulaşım, sanayi, iletişim tarihinden...
İlk daktilo, ilk televizyon, nostalji estiren pikaplar, 40 yıl önce elimizin değdiği oyuncaklar.
Hele benim gibi deniz tutkunuysanız, prinç denizcilik aletlerinin, minyatür tadında gemi-tekne maketlerinin, ağır metal başlıklı, havasını hortumla gemiden alan eski dalgıç giysilerinin bulunduğu bölümlerde hayallerinize yelken açtırabilirsiniz.
* * *
Ankara Kalesi’nin butik müzeler için inanılmaz bir fırsat, bir butik müze deneme alanı olabileceğine inanıyorum.
Örneğin küçük tarihi evlerden birisinde eski parfüm şişelerinin, sürmeliklerin (sürmedan), gümüş hamaylilerin, hızmaların, halhalların, broşların, eski siyah beyaz kadın fotoğraflarının fonunda sergilendiği bir butik müze.
Şairlerimizin el yazısı şiirlerinin, şiirlere konu olan mekanların fotoğraflarının eşliğinde yer aldığı cumbalı küçük bir oda.
Gezerken, odadaki kabinlerden şairlerin kendi sesinden şiirlerinin dinlenebildiği...
Ya da devlet müzelerinin depolarında kaderine terk edilen eserlerin butik müze mantığıyla bir araya getirildiği, sergilendiği mekanlar.
Ki Ankara Kalesi’nde sadece butik müzeler değil, müze sokaklar, müze mahalleler yaratma olanağı da var.
Ve hiç zor değil.
Küçük bir gözlem.
Ankara Kalesi’nin ışıklandırması çok kötü ve yetersiz.
Bu sorunun estetik, kalenin dokusuna uygun ve yapay görünmeyen bir ışık düzeniyle çözülmesi de zor değil.