İnciden bir kız gibi

Janis Joplin 42 yıl önce 4 Ekim 1970’de ayrıldı hayattan.

Haberin Devamı

Hollywood’da Landmark Hotel’de aşırı doz eroinle intihar sınırında sayılabilecek bir ölümle “ayrıldı”...
Aynı yıl 18 Eylül’de, kendi ölümünden 15 gün önce “Kim önce ölecek” diye iddiaya girdikleri Jimi Hendrix de Londra’daki bir otelde ayrılmıştı hayattan.
Joplin, Hendrix, Jim Morrison, Brian Jones ve tüfekle kendini vurarak intihar eden Kurt Cobain aynı yaşı, aynı kaderi, içki-uyuşturucuyla benzer ölümleri paylaşarak müzik dünyasının “27’ler Kulübü”nü oluşturdular.
Geçen yıl Amy Winehouse da katıldı kulübe.

* * *

Caz ve rockla harmanlanan bluesun beyaz kraliçesi Joplin’in küllerini, kendi isteği üzerine Pasifik Okyanusu’na savurdular.
Belki “yalnızlığı” yaşamının merkezine oturtan Joplin bedeninin-küllerinin de uçsuz bucaksız bir su dünyasında yalnız olmasını istemişti.
Belki lodosla ara ara kıyıya vurmasını, insanlarla buluşmasını...
İkisi de mümkün, sanki ikisi de doğru.
Patti Smith severek, hüzünlenerek okuduğum Çoluk Çocuk adlı kitabında ikisinin de doğru olabileceğinin ipucunu şöyle veriyor:
“Janis şehre geldiğinde göz kamaştırıyordu; üzerinde mora çalan kırmızılar ve pembeler, boynunda da bol tüylü bir atkı vardı. Barda gecenin büyük bir bölümünü hoş bir adamla birlikte geçirdi; fakat adam partinin bitmesine az bir süre kala görece güzel bir kızla çıkıp gitti. Janis ‘Hep böyle oluyor adamım. Yalnız geçecek bir gece daha...’ diyerek Bobby’nin omzunda ağladı.”
“Konserde 70 bin kişiyle beraber oluyorum ama gece yanlız uyuyorum” derken yalnızlığı şarkılarına da yansıttı:
“Herşey yalnızlıktan ibaret...”

* * *

Haberin Devamı

Bob Dylan, Pink Floyd, Arthur Miller gibi konuklarıyla hala bir efsane olan Manhattan’daki Chelsea Hotel’in de müdavimlerindendi.
Ve Leonard Cohen otelin 2 numaralı odasında birlikte oldukları geceyi aynı adla şarkıya döktü:
“Sonra çekip gittin işte bebeğim. Sırtını kalabalığa döndün ve çekip gittin. Gittin “Sana ihtiyacım var” dediğini hiç işitmedim. Hiç “Sana ihtiyacım yok” da demedin.
En çok seni sevmiştim diyorum sanma. Ölen her serçenin hesabını tutamam ki. Ama seni Chelsea Otel’de iyi hatırlıyorum...”
Yıllar sonra, Cohen “I’m your man” belgeselinde o geceyi farklı bir yönüyle anlatacaktır:
“Geçmişteki en büyük pişmanlıklarımdan birisi Janis ile yaşadıklarımı ifşa etmiş olmamdır. Delikanlılığa, centilmenliğe sığmayan bir davranıştı...”

* * *

Haberin Devamı

Joplin’in inanılmaz yorumuyla Summertime’ı henüz dinlemediyseniz, canlı konser kaydıyla youtube’den dinlemenizi öneririm. O ses, o çığlık, o görüntüler çok şey arlatacaktır.
Son yerine, yine Patti Smith ile bitirmek uygun düşer belki:
“Janis giderken tüylü atkısı üzerinden bana baktı:
‘Nasıl görünüyorum adamım?’
‘Bir inci gibi’ diye yanıtladım, ‘İnciden bir kız gibi’...”

Yazarın Tüm Yazıları