HEYKELİN de neredeyse “insan” kadar haber olduğu kaç ülke vardır bilmiyorum.
Ama Ankara’nın “heykele dair haber”in de başkenti olduğu malum. Ancak pembe sanat haberleri değil, kara haber olarak. Kaldırılan, depoya sürülen, yasaklanan heykeller de var bu bahiste... Hemen her gün kent vandallarının saldırısıyla, kafası-kolu koparılan, parçalanan, boyananlar da...
Hep yazdık... Sakarya ve Yüksel Caddesi’nde, figürleriyle “yaşayan”, bir çok insanı hoş duruşuşlarıyla şaşırtan heykeller, kent vandallarının mütemadi hedefidir. Ellerini gökyüzüne açan iki sevgili heykelinin elini kırdılar. Oturan ihtiyar adam heykelinin kafasını... Memur heykelini de parçaladılar. Belediye onardı, onlar tahrip etti yeniden. Zamanla da kavga etti vandallar. Kızılay meydanındaki saatin akrep ve yelkovanını söktüler. Akyurt’ta süs havuzundaki at figürlerinin kafalarını parçaladılar. Çayyolu Park Caddesi’ne Yenimahalle Belediyesi’nin yaptırdığı klasik çocuk figürlü heykeller. Çocuk heykellerinin ellerini, ayaklarını kırmışlar. Eh, çocuğa yapan, heykeline niye yapmasın... İlan panoları, kent mobilyaları da onların gündelik hedefi. Çünkü onlar “dikili” herşeye, güzele düşman.
Vandalların son kurbanı, sevimli Ankara Kedisi Misket. Misket heykel değil, bir kent mobilyası figürü. Ama maskot. Kentin hemen heryerindeki “Misket”ler de nasibini alıyor saldırıdan. Büyükşehir şimdi “gezici tim” ile onaracak onları. Bir kaç cahil kent çapulcusunun kırdığı heykel nasıl olsa onarılır. Hatta kamera konulur, belki tümüyle önlenir vandalın esrik taarruzu. Aslolan, bir Başkent’te heykel sanatının, heykellerin itibarının külliyen iadesidir. Ki, bu vesileyle yeniden hatırladık işte.