Hafızanın sürekliliği

ANKARA’nın altını üstüne getirmekte, “değiştirilen sokak isimleri” gibisi yok. (Elbette bu şehri alt-üst etmekte, alt-üst geçitlerin rolünü de saklı tutuyorum)

Haberin Devamı

Bir kentin sokaklarının, caddelerinin, meydanlarının ismini rastgele, keyfe keder değiştirmek, kent hafızasının sürekliliğine vurulacak en büyük darbelerden birisi...
Bir gece Emek 60. Sokak’ta yatıp da, ertesi sabah Emek’te “yeni” 19. Sokak’ta uyanmak, ancak Stephen King romanlarında, Steven Spielberg filmlerinde mümkün ve eğlencelidir.
Düşünün, o güne kadar tüm resmi-sivil tüm adreslerinizde kullandığınız “Emek Mahallesi 4. Cadde 60. Sokak” adresi gitmiş...
Yerini aniden, “Kazakistan Caddesi 19. Sokak” adresi almış.
Ardından bakmışsınız, sokak isimlerini iskambil destesi gibi karan güç, sokakların giriş-çıkış yönünü de değiştirmiş.
Bazı yerleri tek yönlü, bazılarını eskisine göre ters yönlü yapıvermiş...
Mekan hafızanızla birlikte -bir an- aklınız da başınızdan gider.
“Ne gökteyim ne yerdeyim, bir garip seherdeyim” olur, şarkınız.

***

Haberin Devamı

Ama bazen değişim de bir zorunluluk.
Bu zorunluluk, değiştirilen ismin ve o isme ait hafızanın nemenem bir şey olduğu ile doğrudan ilişkili...
Dün de yazımda değindiğim Tandoğan Meydanı’nın isminin değiştirilmesi böyle bir mesele.
Demokrasiyi, halkı hiçe sayan, despotluğu “halk adamı” makyajıyla inşa edilmiş toplumsal hafızaya iliştiren isimler, elbette kaldırılmalı sokaklardan, meydanlardan.
Misal... Her gün geçtiğim sokağın, soluklandığım parkın isminin, bugün -aslında kamu vicdanında ezelden beri- yargılanan Kenan Evren’in ismini taşımasını istemem.
Bir zamanların diplomatik flörtleri neticesinde cadde tabelasına yerleşen “Beşar Esad”ın isminin oradan kaldırılması da gereklidir, elbette.
Ancak Angora Sitesi’ndeki Sakız Hanım, Sevdalı Patika, Çıtıpıtı Sokak gibi isimlerin değiştirilip, yerine Zemzem, Müderris, Medrese Sokak filan denilmesi girişimini, bu “iktidar hevesini” de en hafifinden “abesle iştigal” olarak nitelendiririm.

***

Yeniden Tandoğan’a dönersek, umarım o “meydan”ın ismi değişir.
Bu konuda iki maruzatım var.
Birincisi, yeni ismin kentin/kentlinin katılımı ile belirlenmesi. Ve yeni ismin gerek tarihi, gerek manasıyla yeni bir münazarayı beraberinde getirmemesi...
İkinci maruzatım da, tek tek yok edilen meydanlarıyla dünyanın tek meydansız başkenti haline gelmemizle ilgili.
Tandoğan Meydanı’nın adının değiştirilmesi önerisi, başka önerilere de kapı aralamalı.
Hazır -meydan demeye artık bin şahit isteyen- Tandoğan “Meydanı” mevzusu açılmışken, bu şehre hiç olmazsa yeni meydanların kazandırılması için adım atılmalı.

Yazarın Tüm Yazıları