Paylaş
İçkinin, özellikle şarabın ruhu coğrafyadır, "yöre"dir.
Ve kültür...
Yalnızca şarapta da değil.
Mesela viskide de, sadece tadı değil, doğduğu yerin kültürü de farklı bir lezzet, iz bırakır.
"Bourbon"un, diyelim Jim Beam'in 4 yıllık uykudan uyanışı başkadır, İrlanda viskisinin tadı da, adı da (whiskey) başka...
Özgün üretim serüvenleri, hatta şişeleri, armaları bile ülke gezdirir.
Uzun yıllar boyunca özenle biçimlenen ve "marka" olan yöresel, birbirinden farklı dokuları, insanların tercihlerine de saygıdır.
Tarihi de farklıdır, coğrafyası da...
* * *
Şarap uzmanı Gary Vaynerchuck, Ezgi Başaran ile yaptığı röportajda vurgular:
"Emlak sektöründe olduğu gibi şarapçılıkta da en önemli faktör lokasyondur.
Bağın nerede olduğu, havası, suyu, toprağı herşeyden önemlidir."
* * *
Hal böyleyken alkollü içki reklamlarıyla ilgili yeni düzenlemede, "reklamların coğrafi, tarihi, kültürel, sanatsal vb. ortak değerler ile ilişkilendirilmesi" yasaklanıyor.
Bu mevzuata mütenasip yeni içki markaları geliyor aklıma:
Kalecik Karası coğrafyadan gideceği için mesela Günahkar Karası.
Tövbekere Şarabı, Votka Kolik, Tuzsuz Deli Bekir Rakısı, Zıkkım Viskisi, Haram Likörü, Ayyaş Birası, Peltek Cin, Beni Yak Seni Yak Kanyak...
Aslında espri üretmeye/esprilenmeye gerek yok, kendinde komik, değil mi?
* * *
Ayrıca yemek ve şarap/rakı kombinasyonları, adabı, makaleler, kitaplar yazdırırken...
Yeni düzenleme diyor ki, içki reklamlarını gıda ile ilişkilendirmeyeceksiniz.
Rakı kadehinin yanına, üç-dört can eriği koysan, yasak.
E ama sen, bırak markanı, ideolojini bile gıdayla ilişkilendiriyorsun.
TV programında Kadınbudu'nu sünnet edip, Pirinçli Köfte, Dilber Dudağı tatlısını, Ay Tatlısı yapıyorsun.
Zemzem Sokağı diye değiştiriyorsun, Sakız Hanım Sokağı'nın adını...
Maruzatım bitmedi, yarın devam edeceğim.
Paylaş