Paylaş
Dün hafiften geri adım atılsa da, restoranların bahçelerinde, açıkhavadaki masalarda alkole yasak getirilmek isteniyor.
Yani içki içeride, sigara dışarıda içilecek... Ama “dışarıda” bile olsa, sigara içenler için ayrılan bölümde...
Belki de, “benim en iyi dostum içkim-sigaram, onlar da terk ederdi olmasa param” şarkısıyla dile gelen, içki-sigara biraderliğini ayırmak içindir bu tedbir.
Bir kadeh rakıyla, bir dal sigarayı aynı anda içmek isterseniz, yok öyle yağma.
Bi yudum içeride, bi fırt dışarıda...
* * *
Ama bu denklem, bence yeterince yokuş yukarı ve candan/canandan bezdirici değil.
Alkol, güneş mutlaka rakı burcuna girdikten sonra alınmalı...
Bunun için de 81 ilin kerahat vakti (yani güneşin doğuş, batış ve tam tepede bulunduğu vakitler) saniyesi saniyesine belirlenmeli.
Ayrıca birayı, öyle kafaya dikip dikip şişeden içmek de yasaklanmalı bence...
İçkinin yazın içeride, kışın bahçede içilmesi de düşünülebilir.
Ya da bazı düğünlerdeki gibi, ya içini göstermeyen plastik bardak, seramik kupada gizlice içilmeli içki... Yahut kolaya, meyve suyuna karıştırılıp etrafa çaktırmadan...
Ayıpsa, yorgan altına...
* * *
El değdikçe bir sürü alana genişletilen yasaklar mevzusunu, içki, sigara üzerinden tartışmak, dozajını kara mizahla ti’ye almak değil hevesim. İçime de sinmiyor...
Trafik kazalarında, bazen kavga-kıyamet hatta cinayetle sonuçlanan olaylarda “alkol”ün payından da söz edebiliriz elbet.
Ancak... Alkolü, maraza çıkarmanın bahanesi olarak kullanan, “içince sapıtan” atipik haller için bu “suç”ların ceza yasasında zaten karşılığı var.
Ve bu durum, bir restoranın yazlık bahçesinde, yahut bir kır düğününde, kokteylde iki kadeh içen insanlara yasak getirilmesine bahane olamaz.
Böyle bir yasak, alkolün göz önünden uzaklaştırılması, bir nevi karantinaya alınması gibi bir şey.
Alkolün restoranda, barda, meyhanade bile olsa ulu orta, ayan beyan içilmesi, belli ki rahatsız ediyor.
İçilecekse bari “görünür” olmasın.
Hani o ünlü “kırmızı bölge tedbirleri”nin başka versiyonu...
* * *
Bu yasanın bu biçimiyle uygulanması pek mümkün görünmüyor.
Ama sanırım, bir “yoklama” eğilimi, “olursa olur, olmazsa başka yoluna bakarız” hali var.
Bakalım bakalım.
Paylaş