Paylaş
Ve aklımda, Gençlik Parkı.
Tam 4 yıldır, mühürlü.
Ve 4 yıldır, aynı vaat:
"Açıldı, açılacak..."
Seçimlerden önce, bugün, yani 19 Mayıs'ta açılacağı söylenmişti.
Yok...
Açıldığında neyle karşılacağız.
O da belli değil.
* * *
Oysa Gençlik Parkı, aşkların, buluşmaların, hikayelerin, şiirlerin mekanıydı eskiden.
Mesela, aile gazinoları.
Zeki Müren'in, Ajda Pekkan'ın, tüm assolistlerin sahne aldığı Lunapark Aile Gazinosu'nu hatırlamayan, orta yaşlı var mıdır Ankara'da?
Gençlik Parkı, 66 yıllık tarihiyle sadece hafıza mekanı değil.
Salkımsöğüt, Japon Ayvası, kırmızı yapraklı erik, erguvan, taflan gibi onlarca tür, 80 bin fidanla yeşillendirilmiş dev bir "bahçe"ydi aynı zamanda.
Söğütözü-AOÇ-Hipodrom-19 Mayıs ve Gençlik Parkı'nı bütünleştiren, kesintisiz, yemyeşil bir "doğa ve kültür hattı"nın, planı belli tasarımıydı.
Yani, öyle olacaktı.
* * *
Pek bilinmeyen bir hikayeyle bitirmek istiyorum yazımı.
Yetmişli yılların sonudur.
Kuğulu Park'ta Vedat Dalokay'ın Viyana'dan getirtiği dört kuğu vardır:
Viyana, Ankara, Ferhad, Şirin.
Dönemin yetkilileri Gençlik Parkı'nda da bir kuğu olsun isterler.
Dişi kuğulardan birisini, Ankara'yı Gençlik Parkı'na tayin ederler.
Viyana günlerce ağlar eşi Ankara'nın ardından.
Ve bir gün aniden havalanır.
Uçar Meclis'in üstünden Ulus Meydanı'na doğru.
Karlı bir kış günü, Fellini'nin Amarcord filmindeki tavuskuşu gibi konar Gençlik Parkı'na.
Kavuşur Ankara'sına...
"Yeni Gençlik Parkı"nın, aktardığım bu izleri, bu mirası taşımayacağını, artık hafıza mekanı olmadığını/olamayacağını biliyorum.
Ama hepsinin hikayesi saklıdır, Gençlik Parkı'nda.
Paylaş