Gelin birlikte tarih yazalım

BUGÜN manşetimizdeki çağrımız, elbette iddialı bir “tarih çalışması” için değil.

Biz de ne tarihçiyiz, ne bilimadamı...
Tüm derdim, yaşadığımız şehrin tüm sokaklarında, anı, fotoğraf, kağıt toplayıcılığı... İster 50 yıl öncesinin olsun, isterse 10 yıl öncesinin...

Ankara Hürriyet, yine okuruyla el ele, “akraba” bir proje için yola çıkıyor.
Şu giderek içe kapanan Ankara’da, “Hey gidi dünler...” diyenlerdenseniz, yiten mekanları, anıları, semt semt Ankara tarihini birlikte yazabiliriz.
Yaşadığınız semti-sokağı, okuduğunuz okulu-okul anılarını, gençlik mekanlarınızı, yiten hafıza mekanlarını, yani “hatırat”ınızı anlatın.
Kenti, o kentin içindeki sizi, sizin çocukluğunuzu, gençliğinizi mahallesi, sokağı, mekanıyla bize (ysokmensuer@hurriyet.com.tr) yazın yayınlayalım.
Böylece toplu, yazılı olarak hiçbir kaynakta yer almayan “Yakın Ankara Tarihi”ni, elimizden geldiğince sokak sokak, mekan mekan, anı anı birlikte toplayalım.

Belki bir örnek babından, Emek ve kendi çocukluğum geldi aklıma.
Emek Mahallesi’nin 4. Cadde’si, Emek’in hatta 7. Cadde ile birilkte Bahçelievler’in “soyağacı bulvarı”dır aslında...
Adını sonradan Kazakistan Caddesi de koysalar, kaç yazar. (Bir (1) yazar, o da sadece caddenin tabelasında...)
Herkes yine oraya -iyi ki- 4. Cadde der ki, öyle demesinde bir dönem mahallelinin sabah-akşam yanıt verdiği tarihi sorunun etkisi de vardır:
“4 mü, 8 mi?..”

Çünkü bir zamanlar cümle Emek sakini, oralardan dolmuşa bindi. Her yerel seçimde bindirildiğimiz dolmuştan bahsetmiyorum...
O geniş geniş, yaylana yaylana süzülen, güzelim station Amerikanlardan; Chevroletler, Buickler, Plymouthlar, Dodgelardan söz ediyorum.
Sonradan araya o dönemin arka lastikleri içe dönük, çarpık bacaklı Skodaları katılsa da... Göğsü oto-pikaplı, ta o tarihte kilamalı, direksiyonu bile havalı Amerikanlar, durakta beklemeye değerdi diyorum.
Neyse Beşevler’e geldiğinde sorardı dolmuşçu:
“4 mü, 8 mi?...”
Ve dolmuştaki yolcu çokluğuna bağlı olarak, ya 71. Sokak’tan ya 4. Cadde’ye devam edirdi, ya da direksiyonunu 8’e çevirirdi.
Çoğunluk evine biraz daha erken varırdı, dolmuşcu da bazen iki caddeyi dolaşmadan, adambaşı 75 kuruşluk yeni turu için Kızılay’a yollanırdı.
Yani her gün referandum, her gün ulaşımda yurttaş demokrasisi...
(Ki, “Emekli”ler bugün emekli de olsalar, bu gelenekle büyüdükleri için de, öyle tepeden inme isim değişikliklerine, Kazakistanlara filan itibar etmezler)
Devamını birlikte yazacağız, çok yakında...
Yazarın Tüm Yazıları