Evladım benim işimi yapmasın

“Baba mesleği” eksenindeki yazılarıma, bugün taze bir araştırmayla devam edeceğim.

Haberin Devamı

Ama önce günümüzde, “baba mesleği” nitelemesinin, artık “ana-baba mesleği”ne dönüştüğünü vurgulamam gerek.

Secretcv.com’un yaptığı anket, üç gündür daha çok babalarımızın kuşağı üzerinden sürdürdüğüm yazılar bağlamında birşeylerin değiştiğini ortaya koyuyor.

Evladım benim işimi yapmasın

“Çocuğunuz hangi mesleği seçsin isterdiniz” sorusunun yöneltildiği ankete katılanların yüzde 75’i “Çocuğum benden farklı bir meslek icra etsin” diyor.

8 bin 260 kişiyle yapılan anketin sonuçları, ebeveynlerin kendi mesleklerinden memnuniyetsizliğini de gösteriyor:

“Bari çocuğum benim işimi yapmasın...”

* * *

Yine de, ankete katılan ebeveynlerin beşte biri çocuğunun da doktor olmasına sıcak bakıyor.

Haberin Devamı

Onu, az farkla mühendislik ve biraz arayla mimarlık takip ediyor.

Belki de her gün yeni bir “meşhur” üreten dizi dizi inci ekranların da etkisiyle, dördüncü sırada çocuğunun oyuncu olmasını isteyenler de var. “Evladım artist mi olacaksın, çekil şu aynanın karşısından” diye söylenen kuşaklar, çocuklarının seçimine en azından “seyirci” kalmayı öğrenmeye başlamış anlaşılan.

Ankette, “Çocuğunuzun survivora katılmasını ister miydiniz?” sorusu da sıralamada yerini bulurdu sanki ama... Belki, başka sefere.

* * *

Çocuğuna öğretmenliği, akademisyenliği uygun gören ebeveynlerin oranı yüzde 8’lerde gezinirken, avukatlık da 7. sıraya yerleşiyor.

Dişçilik ve bankacılıktan sonra da, 10. sırada “içi beni yakar, dışı senigazetecilik geliyor.

Lakin çocuğuna gazeteciliğini uygun görenlerin oranı, sadece yüzde 3.

Candaş-yandaş mı olsun, yoldaş, muhalif mi... O belirtilmemiş.

Eskinin “evladım memur olsun, subay olsun, işi, maaşı garanti olsun” tedbirinin ise, anlaşılan artık esamesi okunmuyor.

* * *

Araştırmanın sonuçları ilginç.

Ancak çocuklara bir mesleği, ısrarla empoze etmek kadar, “Aman evladım şu meslekleri seçme” demenin de, sonuca kulağı tersten göstererek gitme yolu olabileceğini unutmamak gerek.

Haberin Devamı

Bazı ebeveynlerin seçtiği meslekle ilgili yaşadığı koyu umutsuzluğu, sıkıntıları, yoksunlukları çocuğa aksettirmesi de,cabası...

Ki, bazen aileleri, çocukları, eğitimde, işe girmede her an tanık oldukları fırsat eşitsizliğinin alacakaranlığı kuşatır.

Ardından güneşin mi doğacağı, gecenin mi geleceği belli olmayan bu alacakaranlıkta “ana-baba mesleği”, oturma odasından sızan ışık huzmesi gibi gelebilir.

Oysa yetişkinlerin aklı, çocukların hayalleri, gençlerin umutları ile rekabet edemez, bir çok mevzuda...

Ebeveynlerin kendi “keşke”lerini çocuklarında temize çekmeye çalışması da, çoğu kez nafiledir.

Biri kendi geçmişidir, diğeri başkasının geleceği...

Haberin Devamı

“Keşke”lerin hayatlarda bıraktığı boşluğu, “sanki”ler dolduramaz, “belki”ler yamayamaz.

Çünkü yaş aldıkça, insanın yap(a)madıklarından duyduğu pişmanlık, yaptıklarından duyduğu pişmanlığı sollamaya başlar.

* * *

Baba mesleğinden başlayıp, dört güne ulaşıp diziye dönüşen yazılarımda, dilim döndüğünce aktarmaya çalıştığım şey, meramım, basitti aslında...

Biz hayatımızı yaşadık, onlar da yaşayacak.

İşte asıl mesele, “to be or not to be” de tam burada:

Başkalarının hayatını mı, kendi hayatını mı...

Yazarın Tüm Yazıları