Sayın Başbakanın dikkatine... Biri kız, biri erkek iki çocuk babasıyım. Her iki çocuğumu kolejde, ardından da paralı üniversitede okuttum.
İkisi de meslek ve lisan sahibi oldular ama iş bulmakta zorluk çekiyorlar. Ola ki doğumlarından bu güne her ikisine toplam 200.000 Euro masraf etmişimdir. Avrupa’da uyandı, ülkemizden dağdaki çobanı değil ama meslek sahibi genç üniversite mezunlarını talep etmektedir. Ayda 500 YTL maaş ile 5 çocuk büyütmeye çalışan ailelerin çocuklarına talep yok. Benim, çocuklarıma yaptığım masraflarımın önemi yok çünkü onlar bir şekilde oralarda kendi geçimlerini sağlayarak hayatlarını kurtaracaklar. Asıl sorun eğitimi ve yetiştirilmesi için bu çocuklara yapılan masrafların Türkiye’nin sırtından yabancı ülkelerin yararına sunulmasıdır. Asıl kaybeden Türkiye’dir. Sayın Başbakan buna çare bulacak yerde, genelde gelir düzeyi dar olan vatandaşa, çok çocuk sahibi olun tavsiyesi vererek görüş açısını sergilemektedir. Buna benzer değişik konularda sergilediği fikirler -zina konusunun hapis ile cezalandırılması isteğinde olduğu gibi- hepimizi zaman zaman şaşırtmaktadır.
Türkiyemizin bu günkü sorununun, vizyonu bu genişlikte olan kişiler tarafından yönetilmesi olduğu düşüncesindeyim.
Özgür TOK
İki hastane farkı
9.4.2008 tarihinde akşam 21.00 sularında rahatsızlandığım için Başkent Üniversitesi Hastanesi Acil bölümüne gittim. Derdimi anlattıktan sonra dosya çıkarmam gerektiğini söylediler. Hastalarla iletişim halinde olan hanımefendi sosyal güvencemi sordu. Sosyal güvencem olmadığını söylediğimde herşey bir anda değişti. Bana söylenen söz aynen şöyleydi:
"Burada dosyanız yokmuş zaten siz kendinize başka bir hastane bulun." (Sağlık güvencem olmayınca param da yok zannettiler büyük ihtimal...)
Bu söz karşısında ben de sorma gereği hissettim dosya açmıyor musunuz diye....
Veznede bulunan beyefendi, CT çekeriz 220 YTL muayene ücreti de 70 YTL, toplam 290 YTL tutar dedi. Daha doktor tarafından muayene edilmeden CT çekilmesi gerektiği söylendi. Ağrım olduğu için fazla üstelemedim, herşeye tamam diyerek kimliğimi verdim dosya açılması için... Yaklaşık 15 dakika bekledikten sonra daha ne kadar bekleyeceğimi sordum. Cevap, biraz daha bekleyeceksiniz, oldu.
Bunun üzerine vezneye giderek kimliğimi istedim. Başka bir hastaneye gideceğimi söyledim.
Bunun üzerine Özel Yüzüncü Yıl Hastanesi Acil Servisi’ne gittim. Daha kapıdan girince o gece nöbetçi olan doktor tarafından karşılandım. Şikayetimin ne olduğunu sorup beni hemen muayene etti. Sağlık güvencemin olup olmadığı, param var mı yok mu diye sorulmadan muayenemi oldum. Akabinde dosyam açıldı tahlillerim yapıldı. Ve bunların hepsi karşılığında 120 YTL ücret ödedim. Ama burada önemli olan gördüğüm insanca muameleydi koşulsuz şartsız. İki hastane arasında ki farkı bulabildiniz mi?
Şafak ONURSAL- Ç.AMBAR
46 yaşında bu gürültüyü çekemem
BEN 46 yaşında esnaflık yapmaya çalışan bir insanım. Benim bu yazımı okuyacak insanlardan tek isteğim var. Eğer biliyorlarsa lütfen bana mail atsınlar.
Ekzost, motor ve kornalardan çıkan yüksek uğultuları, gecenin bir yarısı lastiklerden çıkan sesleri, yazın gelmesiyle düğün salonları varken konut önlerinde yapılan ve vücut kimyamı bozan kerameti kendinden meçhul sanatçı bozuntularının seslerini önleyebilecek yada şikayetimi dikkate alacak bir telefon, adres yada kurum var mı?
Dev gibi araçlardan en ufak bir motor ve ekzost sesi çıkmazken, nerede eski ve kalitesiz araçlar varsa çıkardıkları sesler beynimin içinde yankılanmaktadır.
Ben mecbur muyum eğitimsiz insanların araçlarından çıkan sesleri dinlemeye?