Paylaş
Hasan Cemal T24 internet gazetesindeki yazısında Radikal yazarı Orhan Kemal Cengiz’in benzetmesini örnek verdi mesela:
“Bir Yeşilçam filmi izler gibiyiz. Hükümet, gazozuna ilaç koyan melek yüzlü bir şeytanın kendisini kötü yola düşürdüğünü söylüyor. Demokrasinin gazozuna ilaç konuyor ama senarist bizi asıl mağdurun kendisi olduğuna inandırmak istiyor.”
Ve ekliyor:
“Orhan Kemal’in bu sözlerine başka ne ekleyebilirim ki?..”
Aslında eklenecek şeyler var gibime geliyor...
Demokrasi çok şeye benzetildi... Şişirilmiş bir botta seyahate, hedefine gidene kadar bindiğin, sonra indiğin tramvaya, binicisine göre kişneyen ata (hatta Demirkırat’a), yani türlü “araç”a, ne niyetle yersen o tadı veren “muz”a, batan “Titanic”e, doğan “güneş”e, organizmaya, kalbe, kan dolaşımına...
Ama demokrasinin gazozuna ilaç konması, yepyeni bir benzetme.
Salladıkça kapağını zorlayan, “köpürdükçe” bazen patlayan ama kiminde de gazı/tadı kaçan bir şey mi demokrasi acaba?
Yoksa eskiden “mantar” kapaklı olup da, şimdi “çevir aç”a dönüşen gazozlardan mı...
Renklisi, çoğu kez boya maddesi olup da, sadesi de bazen şekeri fazla kaçan bir şey mi?
Ha... Gazozun bazısında hazmı kolaylaştıran, ama “midesi kaldırmayana” da gaz, sancı yapan etkisini unutmayalım.
* * *
Hani bir de evvel-emir “O bizim köyde yetişmez” denen gazoz ağacı meselesi vardır ki, Sabahattin Kudret Aksal’ın öyküsüne adını bile vermiştir:
Bütün gün kahvede oturan genç, karşı evde oturan kıza aşık olur. Devamlı kıza baktığı için tavlaydı, piştiydi oynadığı her oyunda yenilir. Ve kıraathane sakinlerine sürekli “gazoz ısmarlamak” (böylece biraz da gaz almak) zorunda kalır. Adı, “gazoz agacı”na çıkar.
Yıllardır sağa sola “model” olan, nasyonal demokrasi, proleter demokrasisi gibi gazoz ağaçları da vardır nitekim; hem o türü bizim köyde de yetişmiştir zaman zaman...
Ki bizim köyde türküsü bile anlamlıdır; “Ayılana gazoz, -misal biber gazından- bayılana limon”...
* * *
İronisi bir yana, bu tür benzetmelerin -elverişli gözükse de- her zaman bereketli bir zemin yarattığını düşünmüyorum pek.
Ayrıca demokrasiyi, hatta hemen her şeyi bir şeye benzetmek de mümkün. Bizim gözde yanılsamamız, “Teşbihte (benzetmede) hata olmaz” sözünden alıyoruz gazı çünkü...
Ama biz o sözü de yanlış anladık; çünkü o vecize “Benzetmede hata olabilir, koyver gitsin” manasında değil, “Benzetme hata kaldırmaz, aman dikkat edin” uyarısıdır; başta Ömer Asım Aksoy olmak üzere çoğu yorumunda...
Eh zaten “benzetmek” kelimesi, bizde “bozmak, ağzının payını vermek, dövmek” anlamına da gelir.
Ve demokrasiyi her fırsatta bir güzel “benzettiğimiz” de malum...
Paylaş