Kızın da yüreği alevlenir çobana... Ama ağa kızıdır, mümkün değildir biraraya gelmeleri. Çoban bir gün “Kap çıkınını gel ağıla” der genç kıza. O da çıkınını alır gelir, tam kaçarlarken ağa ve adamları basar ağılı. Ve iki genci de öldürürler. İçinden “kara” sevda geçen köy, adını da bu olaydan alır: Çıkınağıl... * * * Çıkınağıl köyü Hirfanlı Barajı’nın suları altında kalınca, 1957’de taşınır, yerinden olur. 12 Eylül darbesinin ardından da isminden... Artık kasaba olan Çıkınağıl’ın içinden sevda geçen adı, dönemin belediye başkanının darbeci generale yaranma sevdasıyla Evren oluverir. Kasabanın girişine dev bir tabela asılır: “Evren kasabasına hoşgeldiniz...” Ama kasaba halkına, çevredeki komşularına hiç de hoş gelmez bu zorlama isim. Öyle ki, hepsi 1990’da ilçe olan kasabayı gerçek ismiyle, Çıkınağıl olarak anmaya devam eder. * * * Dün Anadolu Ajansı (A.A) muhabiri Tolga Özenç’in haberinden öğrendim. İlçe halkı, 12 Eylül’ün 30. yılında referandumun rüzgarıyla toplaşmışlar ilçenin kahvesinde: “Eski ismimizi istiyoruz...” İlçe sakinlerinden Emekli Osman Özçelik ne güzel anlatmış: “İlçemizin eski ismi, içerisinde sevda olan bir isimdi. Yağcılık nedeniyle Evren ismini verdik. Evren ismini çevre de kabullenemiyor, değiştirmek istiyoruz”... Şakir Demirci de, “Biz aslen Çıkınağıllıyız. Evren ismi lakaptır, isim değildir” diye katılmış sohbete. Arif Yalçın da yakınmış, “İsmimizden dolayı bizi hep küçümsüyorlar, yağcı diyorlar”.... * * * Yıllardır, değil bir kasabanın, ilçenin, küçücük bir sokağın bile isminin değiştirilmesine karşı çıktım. Buyrun bakın, Emek Mahallesi’ne... İsimleri/numaraları değiştirilen caddelerin, sokakların tabelaları, karılıp yeniden dağıtılmış iskambil destesi gibi duruyor ortada. Oysa hafıza mekanları o sokaklar, caddeler.... Neyse... Belli ki, Çıkınağıllıların hafızası hala diri. Yirmi sekiz yıl sonra, sanıyorum alacaklar asıl isimlerini geri. Eminim, alacaklar.