Paylaş
“ANKARA’nın sokak sokak, mahalle mahalle sözlü tarihi” dizimizde, birlikte yazdığımız “hatırat”ımızda bildik dizilerin başındaki o mahut cümlenin, yani “Bu dizideki kişi ve olayların, gerçek kişi ve olaylarla ilgisi yoktur”un aksine her şey bizzat yaşanmıştır.
Ve gerçektir; çünkü biz “hep birlikte” öyle hatırlıyoruz. Yıllardır kendi masallarını anlatan “resmi tarih”e, dut yemek düşer bu meselede...
Bu tarihin “mutfak”ı bizzat birlikte “ev yemekleri”. “Resmi”si kendi pişirsin, kendi yesin artık...
Bu nedenle, bu yazı dizisinde anlatılanların, gerçek kişilerle ve gerçek olaylarla bal gibi, doğrudan ilgisi vardır. Çünkü el ele, hep birlikte biz yaşadık, biz yazdık.
Hepsi yaşayan ya da aramızdan ayrılsa da soyağacımızda, hafızamızda yaşayan gerçek kişilerdir.
Ancak bu anı/anlatımızda,sözlü sokak tarihçiliğimizde adı geçenlere “o tarih”te, yani “çocukluk”ta duyulan antipati/sempatinin, husumetin/hüsnüniyetin, öfkenin/övgünün, bugün bir “yetişkin” olarak yaşayan o kişilerle hiçbir şekilde alakası yoktur.
Hala dostlarsa, iyi-afiyettelerse onların meziyeti, değillerse de tamam, bizlerin kabahatidir.
Daha önce okumadıysanız artık
internetten takip edebilirsiniz
Hürriyet Ankara Gazetesi’nde 1 Mayıs-1 Eylül 2012 döneminde yayınlanan uzun soluklu sözlü tarih dizimizi takip edemediyseniz, ilk bölümde yayınlanan, eklemelerle yeniden düzenlenen anıları, anlatıları çok yakında internetten okuyabilirsiniz. İkinci bölümdeki yepyeni anlatılar ise sadece gazetenizde yayınlanmaya başlayacak.
Yazar kadrosuna katılabilirsiniz
Türkiye’nin en büyük haber ailesinin başlattığı sözlü, sokak tarihçiliğinin yazarları da dev bir kadro... Çünkü tümü okurlarımızın anılarından/anlatılarından hareketle oluşan bir tarih.
Eğer bu dev yazı kadrosunda yer almak istiyorsanız, geç kalmadınız.
Bize yazın, ysokmensuer@hurriyet.com.tr e-posta adresine gönderin, anılarınız “hatıra defteri”nde, belleğin her an eksilen çekmecelerinde değil, en büyük haber ailesi Hürriyet’in sayfalarında, silinmeyecek arşivinde kalsın.
Tarihe, kendi kaleminizle geçsin...
Anılarınızın hepsi
‘tarih”e geçiyor
Belleğimizin, bizi yanılttığı şeyler de olabilir elbet bu zorlu dizi maratonunda.
“Hafızayı beşer nisyan ile maluldur”... Ya da Zuhal Olcay’ın o güzelim sesinden daha tercih ettiğim deyişiyle:
“Unutulmaz denen günler /Unutulur unutulur
Bu hayat böyledir dostum /Yaşanan gün mazi olur
En değerli hatıralar /Bir gün gelir unutulur...”
Mahalleler, sokaklar da bazen “unutulur, unutulur”... Kesilen, kuruyan çınarlar, yanan sinemalar, kapanıp lokal olan tiyatrolar, adı değiştirilip de Emek’ten Kazakistan’a, Çevre Sokak’tan Üsküp’e yollanan koca caddeler de...
Ama unutmayın hiç; adı-sanı, yünü-yönü, tarağı-bezi farklı da olsa, bu dizide hepimiz aynı mahalledeniz.
Tarih affetmez, ama sürçülisan edersek siz bizi affedin.
Yayınlanan bölümlerle ilgili eksikleri, düzeltmelerinizi, eklemelerinizi de bize yazın: ysokmensuer@hurriyet.com.tr
Paylaş