Paylaş
Misal, yerel seçimler yaklaştıkça artan “Başkanımı seviyorum, yaptığı her işe de bayılıyorum” cıvıldamaları...
Oysa bir belediye başkanını “insan” olarak sevmekle, bir kentin, bir ilçenin, bir beldenin “patronu” olarak sevmek ayrı bir şey olmalı.
Sadece karasevdada, platonik aşkta vardır, “topyekun kabul”. Ve bu nedenle arızaya açıktır.
“Başkanı sevmiyorum, yaptığı hiç bir işi de beğenmiyorum” yargısı da -aynı şekilde- marazidir.
* * *
Bir kentin, bir ilçenin başkanını sadece yürekle değil, akılla da sevmenin yolu, önce o kenti, o ilçeyi sevmekten geçer.
Başkanı aynı partiden, “kafadan” olduğu için “aşk”la sevip de, arıza çıkınca “Aşkın gözü kördür” diyemezsiniz bu örnekte.
En koyu taraftar bile tuttuğu takımın kalecisini -hatalı- gol yemediği zaman sever.
* * *
Küçük Prens’in yazarı Antoine de Saint-Exupery, “Yaşam bize gösteriyor ki, sevgi insanların birbirinin yüzüne bakmaları değil , birlikte aynı yöne bakmalarıdır” der.
Yerel seçim menzilinde de, başkanların baktıkları “yön” önemlidir.
Ve o yönde yapılaşması, ulaşımı, yeşiliyle nasıl bir şehrin, ilçenin olduğu...
Sevgi ve takdirin yolu, yapılaşmadan ibaret olmayan bir “inşa”dan geçer.
Kentle, ilçeyle birlikte, kentliyi de bayındır kılmaktan...
* * *
William Shakespeare’in Julius Caesar oyununda Brutus’un Romalılara yaptığı konuşma önemlidir:
“Eğer bu topluluğun içinde Sezar’ın kendisini çok seven bir dostu varsa, ona derim ki Sezar’a karşı Brutus’un duyduğu sevgi, onunkinden hiç de aşağı değildi.
Eğer o dost, Brutus’un niçin Sezar’a karşı çıktığını sorarsa, ona cevabım şudur; Sezar’ı daha az sevdiğimden değil, Roma’yı daha çok sevdiğimden.”
* * *
Bir belediye başkanı, kentini, ilçesini korumak, geliştirmek, kentlinin ihtiyaçlarına çözüm üretmek için vardır.
Önşartı da, yerel demokrasiye, kentlinin katılımına saygıdır.
Bir kentte, bir ilçede yaşayanların yaşamını etkileyen kararlar, onlardan bağımsız alınamaz.
Bu aynı zamanda yaşam tarzına saygıyı da içerir.
* * *
Bu nedenle bir başkanı sevmek, bir insanı sevmekten daha çok akıl, daha çok bilgi, daha çok muhakeme gerektirir.
Ve bu sevgi, ancak başkanın, kentlinin yaşadığı yere ve yekdiğerine duyduğu saygıyla beslenir.
Gerisi laf-ü güzaf.
Paylaş