Paylaş
Bu dizide kişi ve olaylar GERÇEK
Birlikte sokak sokak yazdığımız sözlü tarihimiz, sadece bize belletilen, anılarımızı belleyen resmi tarihi değil, bazı klişe cümleleri de değiştirecek. TV dizilerindeki "Bu dizideki kişi ve olayların, gerçek kişi ve olaylarla ilgisi yoktur" anonsunun aksine, bizim "hatırat"ımızda her şey bizzat yaşanmıştır. Ve gerçektir; çünkü biz "hep birlikte" öyle hatırlıyoruz.
BİZİM dizimizde, birlikte yazdığımız "hatırat"ımızda bildik dizilerin başındaki o mahut cümlenin, yani "Bu dizideki kişi ve olayların, gerçek kişi ve olaylarla ilgisi yoktur"un aksine her şey bizzat yaşanmıştır.
Ve gerçektir; çünkü biz "hep birlikte" öyle hatırlıyoruz. Yıllardır kendi masallarını anlatan "resmi tarih"e, dut yemek düşer bu meselede...
Bu tarihin "mutfak"ı bizzat birlikte "ev yemekleri". "Resmi"si kendi pişirsin, kendi yesin artık...
Bu nedenle, bu yazı dizisinde anlatılanların, gerçek kişilerle ve gerçek olaylarla bal gibi, doğrudan ilgisi vardır. Çünkü el ele, hep birlikte biz yaşadık, biz yazdık.
Hepsi yaşayan ya da aramızdan ayrılsa da soyağacımızda, hafızamızda yaşayan gerçek kişilerdir.
Ancak bu anı/anlatımızda,sözlü sokak tarihçiliğimizde adı geçenlere "o tarih"te, yani "çocukluk"ta duyulan antipati/sempatinin, husumetin/hüsnüniyetin, öfkenin/övgünün, bugün bir "yetişkin" olarak yaşayan o kişilerle hiçbir şekilde alakası yoktur.
Hala dostlarsa, iyi-afiyettelerse onların meziyeti, değillerse de tamam, bizlerin kabahatidir.
Anılarınızın hepsi ‘tarih"e geçecek
Bir yerden başladığım "sözlü tarih"in ilk bölümünde, okurlardan gelen paragrafların yanısıra, konuyu tamamlayan ve okurlarımızın gönderdiği uzun, ayrıntılı yazılardan alınmış tek cümleler de var.
Mesela birisi okurumuz Tuba Aksu’nun "Roma Dondurması" ile ilgili cümlesi...
Bu size, bize gönderilen metinlerin sadece bir kaç cümlesinin yayınlanacağı izlenimini asla vermesin. Aksu’nun bana hemen hemen Ankara’nın heryerini gezdiren anılarını ayrıca, metnin tümüne sadık kalarak yayınlayacağız. Ama yeri geldi, o yazıdan bir cümleyi ismiyle "ödünç" aldık. Bu zaman zaman olacak, ama anıların hepsi sayfalarımıza da, sokak tarihimize de geçecek.
Hafıza şaşarsa yine siz düzeltin
Belleğimizin, bizi yanılttığı şeyler de olabilir elbet bu zorlu dizi maratonunda.
"Hafızayı beşer nisyan ile maluldur"... Ya da Zuhal Olcay’ın o güzelim sesinden daha tercih ettiğim deyişiyle:
"Unutulmaz denen günler /Unutulur unutulur
Bu hayat böyledir dostum /Yaşanan gün mazi olur
En değerli hatıralar /Bir gün gelir unutulur..."
Mahalleler, sokaklar da bazen "unutulur, unutulur"... Kesilen, kuruyan çınarlar, yanan sinemalar, kapanıp lokal olan tiyatrolar, adı değiştirilip de Emek’ten Kazakistan’a, Çevre Sokak’tan Üsküp’e yollanan koca caddeler de...
Ama unutmayın hiç; adı-sanı, yünü-yönü, tarağı-bezi farklı da olsa, bu dizide hepimiz aynı mahalledeniz.
* * *
Tarih affetmez, ama sürçülisan edersek siz bizi affedin.
Yayınlanan bölümlerle ilgili eksikleri, düzeltmelerinizi, eklemelerinizi de bize yazın: ysokmensuer@hurriyet.com.tr
BU ANIDA ADINIZI ARAYIN…. YOKSA, BİR BAŞKA GÜN MUTLAKA ÇIKACAKTIR.
SÖZ UÇAR AMA YAZI KALIR. ANLATTINIZ, YAZDINIZ, İSMİNİZLE KALACAKTIR.
Paylaş